Emine, uzun boylu güzel yüzlü, ela gözlü, boyuna nazaran olgun bir yüz bekleyenleri şaşırtacak kadar, sevimlilik abidesi bir kızdı. Liseyi bitirince okumamıştı. Küçük dünyasında yaşayıp gidiyordu. Anne babası ve kendisi vardı bir... iki katlı bahçeli evlerinin ikinci katında oturuyorlardı. Annesi ve babası ablaları ve abilerini evlendirdikten sonra Emine' ye daha bir bağlanmışlardı. Emine'de küçük dünyasına anne ve babasına hizmeti birinci sıraya koymuş, onlarsız hayat yokmuş gibi yaşayıp gidiyordu. Annesi ve babası için el ayak olmuştu adeta... Arada sırada mahalledeki halk eğitim evine dikiş nakış kursuna giderdi. Orada öğrendiği dikiş, nakış, dantel örneklerinden beğendiklerini kendi çeyizine yapardı. Ev işlerinden boş kalan zamanlarını bunlarla değerlendirirdi. Annesi bir kızın çeyizi mühimdir demişti. Kendisinin babasıyla evlendiğinde, gelin gelirken iki sandık çeyiz getirdiğini , ilk evlerini bunlarla kurduklarını, abla ve abilerini kendi yaptığı yataklarda büyüttüğünü ballandıra ballandıra anlatırdı. Emine işte bu küçük dünyasında, küçük hayalleriyle mutlu olarak yaşayıp gidiyordu. Hayatın kendisine getireceklerinden habersiz...
Birgün alt katlarına bir kiracı geldi. Öğretmendi.. babasının değimiyle yakasını yeni ağartanlardandı....
❗ HİKAYE DETAYLI CİNSELLİK İÇERİR
BAZI OKUYUCULAR İÇİN UYGUN OLMAYABİLİR ❗
0552******* Çalıyor...
Elim istemeye istemeye telefona gidiyordu. Açmaktan başka çarem kalmamıştı, çünkü elindeki bilgilerle başıma büyük bir bela açabilirdi. Telefonu açtığımda çıkan ses kalın ve biraz robotikti, seste oynama yapılmıştı. Birazdan söylediklerini itiraz etmeden yapmazsam benim için iyi şeyler olmayacağını söyledi. Açıkça tehdit ediliyordum. Titrek bir ses tonuyla "Tamam" dedim. "Ayağa kalk, bilgisayarın kamerasına bak ve üstündeki tişörtü çıkar." Bunu söyleyince birkaç saniye şok geçirdim ve hareket dahi edemedim. Yavaş ve kısık bir ses tonuyla söylediğini tekrarladı. Ayağa kalktım ve üstümdeki ince tişörtü çıkardım, sadece siyah sütyenim görünüyordu.
"Şimdi arkanı dön ve eşofmanını da çıkar," dedi. Yavaşça arkamı döndüm, çok ağır hareket ediyordum çünkü acayip korkuyordum. Eşofmanımı da çıkardım; artık üstümde sadece siyah iç çamaşırlarım kalmıştı. Son kalanları da çıkartmamı söyleyince "Hayır," diye bağırdım. Sakin bir ses tonuyla söylediğini tekrarladı, sakinliği ve rahatlığı inanılmaz sinir bozucu bir hâl almaya başlamıştı. Üstümdeki iç çamaşırlarını da çıkarttım. Bir elimle göğüslerimi kapatmaya çalışıp diğer elimle vajinamı saklıyordum. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu ve gözümden yaşlar bütün vücuduma süzülüyordu.