Sen siyah , ben mavi ben sana sende kendine bağlıydın .
En son ne zaman bir kadını sevdin?
Ama öyle öptün, sarıldın, uyudun falan değil; en son ne zaman bir kadını gerçekten sevdin?
Kaybetmekten korkarak, yanındayken bile özleyerek, deli gibi kıskanarak, koruyup kollayarak... Delikanlı adam korkmaz diye bir şey yok. Korkacaksın!
Sevdiğin kadını kaybetmekten korkacaksın, kıskanacaksın da... Sokakta elinden tutacaksın, tanıdığın herkesle onu tanıştıracaksın. "İşte benim hayatım bu!" der gibi tanıştıracaksın. Güzel bir kadın sevmek istiyorsan onu gülümseteceksin. Çünkü dünyanın en güzel kadını mutlu bir kadındır, onu mutlu edeceksin...
Bu yüzden kirpiklerini sev bir kadının...
Avuç içlerini...
Makyajsız yüzünü...
Uyku sersemliğini...
Saçlarını kesen bir kadının çektiği acıyı anlayabilecek kadar sev bir kadını.
Ve asla bir kadının saçlarını kesmesine sebep olma...
Meryem henüz on yaşındaydı ve hayatının en travmatik olayı gerçekleştiğinde ablasının düğününe bir demet lale götürüyordu. İlk suçunu işlediğinde onyedi yaşındaydı. Onsekiz yaşında ismi manşetlerin en ön sayfasında çıkınca ülkeyi kaçak yollarla terketmek zorunda kaldı. İsmi ülkenin arananlar listesinde kırmızı sıradaydı. Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan Meryem uluslar arası gizli bir örgütün eline düşmesiyle hayatı tepetaklak olacaktı. O çok istediği ölümle destansı bir karşılaşma yaşayacaktı.