Her gün olduğu gibi yurdun itici alarm sesiyle uyanmıştım. Bugünü diğerlerinden ayıran tek şey doğum günüm olmasıydı. Aslında ben doğum günlerime o kadar değer vermezdim. Ancak en yakın ve oda arkadaşım Melynda bunu çok büyütüyordu. Bu doğum günümün tek farkı dışarı çıkma iznimizin olmasıydı. Okuduğum Abscondita Okulları’nın öğrencilerine verdiği bir ayrıcalıkmış gibi gösteriliyordu. Fakat bana kalırsa bu okulun ne kadar acımasız olduğunun bastırılması için bir uygulamaydı. Yinede dışarı çıkmak Melynda’yı mutlu ettiği için reddetmek aklımdan bile geçmiyordu. ‘Bu da doğum günü kızımızı prensese dönüştürecek son dokunuş...’ dedi Melynda ve en içten gülümsemesiyle bana baktı... Verdiği tacı takarken çok heyecanlıydı. Bu kızın prenses olması onu gerçekten mutlu edecek mi? Hayatımın bu prenses tacıyla gerçekten bir prensesin hayatına dönüşeceğini bilseydim bu hediyeyi hiç almazdım....