Aslında konusu mizahla uzaktan yakından alakası olmayan fakat daha sonra yazarın yazı dili az biraz mizaha kaydığından (uykusu geldiğinden de olabilir) son anda romantikten mizaha dönüştürülen hikaye tanesi.
Ajda Pekkan'ın cerrahi müdahalelerine taş çıkartacak operasyon için masaya yattığında sadece ileride yaşayacağı aşkı, sevinci, mutluluğu düşünmüyordu. aynı zamanda kendisine yukarıdan bakan insanlara aşağının rüzgarını hissettirmek içinde sabırsızlanıyordu.
"İnsanlar en çok kendi yarattıklarından korkar, en çok kendi yarattıklarını severler. Benim insanlarımsa yarattıkları bu kızdan hiç hoşlanmayacaklar."
KENDİMLE BAŞ BAŞA.