"Dokunulmaz birisin. "
Adam kucağına kedi gibi kıvrılan ve ince parmaklarıyla zarifçe yüzünü okşayan güzel kadının sesiyle daldığı düşüncelerden sıyrılıp bu dünyada ki sınavı olduğuna inandığı yeşil gözlere baktı ve alayla güldü.
"Ve sen güzelim,sen dokunulmaz olana dokunuyorsun."
Genç kadın adamın bu sözleriyle ve alaycı gülüşüyle kaşlarını çatsada ellerini çekmedi adamın yüzünden. Parmak uçlarından hissettiği bu adamın teninden,kalbine doğru yoğun bir elektrik akışı hissediyor gibiydi ve bu akış kadına yaşam enerjisi veriyordu.
"Fiziksel olarak değil,manevi olarak. Asla kimsenin ruhuna dokunmasına izin vermiyorsun. Kim uzansa,bir adım atsa sana çekiliveriyorsun kabuğuna. İzin ver adam,bir kere de olsa dokunayım ruhuna. "
Genç kadın bunca yıllık hayatında ilk defa bu kadar çok istemişti bir şeyi. Arzulu bir dokunuşa,şehvetli bir öpüşe binlerce kez tercih ederdi bu adamın ruhuna dokunmayı. Bir kez olsun sadece bir kez taa en derinlerine inmek istedi adamın. En derinlerine inip,orda kendine bir yuva yaratmak istedi.
"Ruhu olmayan bir adamın ruhuna dokunamazsın Ömür. Anca ruhunu katarsın ona ve sen bunu yapıyorsun. Seni bitireceğimi,tüketeceğimi bile bile bana ruhunu teslim ediyorsun. "
Birce Sağlam, Diyarbakır'da görev yapan bir T ürk askeridir. Kendisine gelen telefonla, ''Pençe'' isimli özel bir time alındığını öğrenir. Görev için gittiği Hakkari'de hayatının aşkını bulacak, aynı zamanda geçmişten gelen bir gölgeyle savaşacaktır.
"Bir ülkü uğruna geçen bunca sene, bir ülke uğruna çekilen bunca çile. Sen asker, bu bayrağın alltında nefes aldığın sürece, değişemezsin şu Türklüğünü hiçbir şeye."