İnsanların hepsi birbirinden farklıydı. Kimsenin kimseyi iki gün sonra hatırlamayacağını düşünüyorduk biz.
Göz göze iletişim kurmanın imkansız olduğunu, kelimelere ihtiyacımız olduğunu sanıyorduk.
Kalabalık caddelerde, saniyeler içinde bir başkasının avucuna yerleşen notlardan ve her gece yakılan rünlü mumlardan habersizdik.
Toplanan kalabalıklardan ve gerçekleşecek en büyük ritüelden de.
Tanrı'ya karşı açılan büyük savaşın ufak kırıntılarını hiçbirimiz kavrayamamıştık. Bilincimiz; ihtiyacımız olana kadar kapalıydı.
İyi insanların sessizliğe gömüleceklerini, kötülerin bedenlerinin evrimleşeceğini ve arafta kalmış birkaç insanın dünyanın son muhafızları olacaklarını sadece o biliyordu.
Ve O, sahasında son oyununu oynuyordu.
Fakat iblislerin cirit attığı bu sahada Eylül ve Bulut'un ipi bırakmaya niyeti yoktu.
Kendi ateşinde yanan "o" olacaktı.
Arya Ayşim Işık pardon Teğmen Arya Ayşim Işık annesinin ondan sakladığı gerceklerden habersiz asker olan ve farklı diyarlarin kapısı açan Arya...
Sizide maceralarima beklerim.. İlk hikayem destek verirseniz sevinirim...