"Amcamın suyu gelmiş ben doğuma gidiyorum" diyip arkamı döndüm. Ayaklarımı götüme vura vura kaçmayı planlıyordum ama Ege beni boynumdan yakalayıp geri çevirdi. Hain! Arat'ın rengârenk yüzüne, mor saçlarına ve antenli taçına bakınca dayanamayıp kahkahayı bastım. Bu sefer yüzü sinirden tek renk olurken, Ege'nin boynumdaki ellerini itip arkama bakmadan yardırdım. Arat'ın alayla bana seslenişiyle, boynumu büküp olduğum yerde durdum. "Oradan çıkış yok bebeğim." İşte şimdi sıçtım! İçimden hatim indirirken arkamı dönüp şirince sırıttım. Oysa bana 'son duanı et bich' bakışı atıyordu. Ellerimi, ben suçsuzum hakim bey der gibi kaldırdım. Göz devirip yavaşça bana yaklaştı. Yüzündeki hınzır sırıtışından, tabiri caizse ağzıma sıçacağını anlayabiliyordum. "Ne istiyorsun söyle." Biraz sonra benden isteyeceği şeyle, ölüm fermanımı imzalamış bulunuyordum! ✖✖✖✖ ©Tüm hakları Alesya'nın sakarlıklarında saklıdır.