"Biliyor musun," dedi Draco, başını eğip yüzünü Hermione'nin omzuna saklarken. Sesi cümlenin sonuna doğru boğuklaşmıştı. "Çok güzelsin. Yemin ederim ki öylesin." - Altın üçlünün gözdesi Harry Potter'ın seçilmiş kişi olmadığını fark etmeleri Hogwarts savaşından sonra tüm gözleri başka bir ismin üzerine çekmişti. Onun hikayesi tam da burada başlıyordu ve okuldan henüz yeni mezun olmuş bir genç kız, belki de çağın en zeki cadılarından biri için bu hiç de kolay değildi. Yeni bir savaşa adım adım yaklaşıyorken Voldemort'un güçlerini bizzat aktarıp Hermione Granger'ı öldürmek ile görevlendirdiği Draco Malfoy, her zaman olduğu gibi onun isteklerine boyun mu eğecekti? Peki, Hermione Granger bunu yaparken onu hala nefret ettiği biri olarak görmeye devam edebilir miydi? Belki de Draco; Hermione için düşmandan çok kendisiyle aynı geçmişi paylaşan gizemli bir tanıdıktı.