"Sevgi neydi? Sevgi emekti ?...
Televizyonda kızlarla Selvi boyum, al yazmalım filmini izliyorduk. Bilindik replikleri dinlerken Türkan Şoray'ın iri ve koyu renk gözlerine baktığımda sanki ilk defa izlemiş gibi heyecanlanıyordum. Ne garip ve derin bir aşktı o... Ve sıra dışı... Benimde bir gün böyle bir aşkı yaşamam mümkün müydü bilmiyorum ama Asya'nın yerinde olsaydım İlyas'ımı yoksa Cemşit'i mi seçerdim oda çok zor bir soruydu. Ben yapısı itibariye kararsız bir insandım. İki adamın arasında gidip gelir ve sonunda ikisini de deli edip ruh ve sinir hastalıklarına elimde iki demet çiçek ile ziyaret ederdim. Bende ki de nasıl bir ruhsuzluksa artık adamları birde ziyaret ediyordum. Biri çiçekleri yerken bir diğeri de beni öldürmeye çalışırdı. Ve sonunda mutlu son... Biz erdik muradımıza siz gelin cenazemize... Eh artık bir Fatiha okurdunuz ne olacak canım. Rica ederim cenazeme çiçek getirmeyin ürperiyorum...
&&&&&
Ah Fatma abla ah! Evinde su basacağı günü buldu. Ne güzel gidip geliyordum işime hayalet gibi...
Yüzümü sesin sahibine çevirdim tedirgince... Takıldım kaldım gözlerinde.... Bir rüzgar esti başımızdan, biz bir birimize yaslı kaldık öylece...
Demek isterdim ama ne yazık ki öyle değil işte. Öyle romantik bir sahnede olmadı Sağdan soldan rüzgarda esmedi, saçlarım adamın yüzüne de yapışmadı, saçlarımın kokusu ile adam kendinde geçmedi, birbirimizi görüp tutulmadıkta, pembe panjurlu evimizde olmayacak, saçmalamayın lütfen!
Esme ve Ahmet,
Biri güzel, saf ama deli;
Diğeri yakışıklı, başarılı ama sınırları var,
İki zıt karakterin buluşması ve gelişen olaylar...
Okurken gülmekten kendinizi alamayacaksınız...
İlk yayımlanma Tarihi: 04.07.2017