Elimdeki papatyanın yapraklarını kopararak sevmiyor seviyor yapıyordum.
''Sevmiyor,seviyor,sevmiyor,sevi-''
''Hazal?''
''Hı?''
''Neden sevmiyor seviyor diyorsun,tam tersi olması gerekmiyor mu?''
''Evet ama bizim hikayemiz sevmiyor seviyor şeklinde olmamış mıydı?''
''Doğru,öyle olmuştu.''dedi Emre ve yanağıma sulu bir öpücük kondurdu.
Sinirle kaşlarımı çatım yanağımda ki salyaları omzuma sildim ve ;
''Ya Emre ne yapıyorsun,ağzında ki bütün salyaları yanağıma vakumladın.''dedim.
Bunun üzerine aşık olduğum o gülüşlerinden bir tanesini bana yolladı ve dudağıma küçük bir buse kondurdu.Yüzüm de kocaman bir gülümseme oluştu...
Elliot Jensen and Elliot Fintry have a lot in common. They share the same name, the same house, the same school, oh and they hate each other but, as they will quickly learn, there is a fine line between love and hate.