Papatyalara da sormuyorum artık seni
Biliyorum, sevmiyorsun.
Susmaya devam et, sakın bana söyleme.
Bakışların kapıya yönelmiş, suskunluğun bir vedanın ilk çığlıklarını biriktiriyor içinde.
Görüyorum uygun adım yerinde ayrılık sayan adımlarını ve biliyorum varlığ ımdan bihaber, beni yokluğun geçecek olan o acımasız zamanı.
Hadi git şimdi yüreğimin efsunlu kelebeği.
Araf'ta bırak tüm şiirleri.
Bugün senin son günün ve ben ilk gün ki gibi seviyorum seni.
(Tanıtım Bülteninden)
Yetişkin okurlar için uygundur!
Bir Mahalle Hikâyesi...
Çok daha fazlası...
✨
"Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı.
"Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi.
"Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?"
Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu.
"Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.