- Bu sensin inanmıyorum , dedi genç .
- Ne diyorsunuz ?, anlam verememişti kız.
- Üzüm gözler unutulur mu hiç , dedi ve ağlamaya başladı genç.
Kız şaşkın şaşkın suratına bakarak :
- Neden ağlıyorsunuz ?
- Sensin Lina karşımdasın.
Kız iyice şaşırmış ve korkmaya başlamıştı :
-Karıştırdınız sanırım ben Esra , dedi kız.
Genç kendini kötü hissetmeye başlamıştı. Nasıl olur da böyle konuşurdu Lina ?
- Şaka mı yapıyorsun sen Lina ? , dedi
Kız iyice korkmaya başlamıştı.Onun psikopat biri olabileceğini düşünüp :
-Karıştırıyorsunuz , dedi ve hızla uzaklaştı
Genç peşinden gitti ama onu kalabalığın içinde kaybetmişti.
Hemde 2. defa...
İnsan her yara aldığında daha çabuk iyileşir mi gerçekten?
Yoksa o yaralar zamanla sadece daha derine mi işler?
Acı, yalnızlık ve bitmek bilmeyen karanlık... Bunlar büyürken bana eşlik eden tek duygulardı.
Çocukluğum onların nefretin gölgesinde sessizce kayboldu.Sevilmenin ne olduğunu bilmeden, ağır bir sessizlik içinde geçti.
Büyüdüğümde yanımda yalnızca alıştığım o soğuk boşluk vardı. Yaralar birikti, izler derinleşti. Hepsi bir şekilde geçti ya da geçmedi. Şimdi geriye ne kaldı bilmiyorum; sadece bir boşluk, sessiz ve sonu olmayan bir boşluk...