ANAHTAR
  • Reads 500
  • Votes 20
  • Parts 12
  • Reads 500
  • Votes 20
  • Parts 12
Ongoing, First published Jul 07, 2017
Mature
Sokağın arasına, rüzgarın yönüne tezat koşan siyahın en mavi tonunda bir kız... 

Çantasını zorlukla elinde tutmaya çalışırken tırnakları acımaya başlamış, ayak tabanları koşmaktan hissedilmez, saçları sürekli yüzüne geldiğinden gözlerini zorlukla açar olmuştu. Arkasına bakmaya çalışsada siyahın en mavi tonundaki saçları ona izin vermiyordu. Dalgalı saçları rüzgarla birlikte dalgalanıyordu adeta. Aceleden sırtına takamadığı çantası neredeyse elinden düşüyordu ki onu tutabilmek için kendi tökezlemişti. Arkasına kısa bir bakış atabildiğinde gülümsemişti kendi kendine. Artık böyle durumlara alıştığı için adrenalin yerine mutluluk hormonu salgılıyordu vücudu.
Yavaşlayıp eliyle saçlarını alnından geriye götürdüğünde caddede iki tarafına baktı. O kadar çok koşmuştu ki nereye geldiğini bir an bilememişti. Bu koca şehirde 17 yıldır yaşasa da her yerini bilmiyordu elbette. Biraz daha etrafında dolandığında yolun karşısında bir erkek dikkatini çekmişti. Öylece durmuş yere bakıyordu. Bu mahallelerine yeni taşınan öğrencilerden biriydi. Muhtemelen üniversite öğrencisiydi. İlk sınıf olmalıydı çünkü küçük görünüyordu. Aklından onu takip edip evine gidebilmeyi geçirdi Yaren. Sonuçta dönüp dolaşıp evine gidecekti bu adam, değil mi?
All Rights Reserved
Sign up to add ANAHTAR to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
KIZIL GECE  by DuruMavii
85 parts Complete
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
You may also like
Slide 1 of 10
~SİS~TAEKOOK cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
KIZIL GECE  cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
GÖLGESİZ DÜŞLER KRALLIĞI-( Kırılma Serisi-1 )-"Mücadele" cover
Ejderhanın Tutsağı cover
Öğretmenim gxg cover
FIRTINA ZAMANI  cover
aswium 'tk cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover

~SİS~TAEKOOK

20 parts Ongoing

sert ve acımasız orgeneral kim taehyung hayatına aldığı küçük bir tavşan çocukla, hayatı tamamen değişmişti. "jeon burası bir askeri kurum burda crop ve şortla dolaşamazsın!"