19. asrın kıymetli düşünürü F.W.Nietzsche'nin günümüz şöhretinin dışında, fikrimce onun esas değerini oluşturan insan doğası ve tanrısallığın kökenine dair saptamaları yetkin fikirler içermektedir.Bundan ötürü onun ahlaka ve ahlaksal olanın ontik ve epistemolojik nedenlerini ele alan araştırmamı yazıya döküyorum.Adeta kanıyla yazan bir filozofun düşüncelerini sürünün ötesinde bir amaç ile ele almak isterim.Bu yüzden çalışmamı salt bir ödevden çok varoluşsal kaygılarımız doğrultusunda bir yaşam tasavvuru inşa etmek arzusuyla sunmayı ümit ediyorum. Batı toplumunun ve hıristiyan öğretisinin genel çöküşünü ve yanılsamalarını ele alan düşürün; etki ve hayranlık bağlamında daha yaygın bir kitleye hitap ettiğini belirtmekte fayda var.Bu sebepten ötürü olsa gerek, çalkantılı ve karamsar toplum izlenimlerim beni bu çalışmaya teşvik etmiştir.Farklı kültürler ve uluslar arası devlet mekanizmalarının dışında bir bağıntı olarak; düşünce ve kültürel etkileşim kaçınılmazdır.Bundan ötürü Nietzsche düşüncesinin günümüz sorunlarına ilaç olacak nitelikte olduğu kanaatindeyim.Onun decadence kavramı içi boşaltılmış değerler yığını ve yozlaşmış insan ilişkileri bağlamında ihtiyaç hatta minnet doğuracak ölçü de doğru bir teşhistir. Nihilizm karşıtı olarak Nietzsche, onun hasret duyduğu Antik Yunan kültürü ve ağırlıklı olarak bireyin inşası temelinde; ellerimizde çekiç ile gücün savaşımını vermek kaygısındayım.Alle Rechte vorbehalten