''ATA; Gün ışığından esirgediğin kelimelerin, karanlıkta aydınlanması ne kadar da acıymış. Yanılmamak ne kadar acıymış bu sefer. Genzimi yakan bu doğrular ne kadar can alıcıymış. Mutluluğumuzun üzerine sırtımızdan bizi bıçaklayarak yaşamak senin için ne kadar da kolaymış. Değdi mi? Mutlu oldun o mu gittiğin tende? Mutlu oldun mu başkasının yanında? Mutlu oldun mu hiç yanılgılarımı görünce? Hiç yanmadı canın çocuklarıma dokunurken onlara sarılırken değil mi? Onların gözlerine bakarken hiç titremedi ellerin. Bana yadigâr bıraktın bu acı hatıraları. Bari çocuklarına acı yaşatma. Sakın söyleme, onlar kaldıramazlar bu yükü. Senin ihanetlerini, yüzsüzlüklerini, bizi aldatmalarını kaldıramazlar. Bu isteyeceğim şeyi yanlış birinden istiyorum şimdi farkındayım fakat senden başka kimseye emanet edemem onları. Farkındayım ailesine ihanet eden birine çocuklarımızı, onların geleceğini emanet ediyorum. Ne acı ama değil mi? Onlarla ilgilen. Yoksa sana hiçbir zaman hakkımı helal etmem. Şimdi bizi aldattığın tene git. Arkana bile bakmadan. ''