"En iyi yaptığın şey nedir senin?"
"Ben iyi dans ederim."
Yaya yaya söylediği kelimeleri sıraladığında gömleğinin cebine taktığı yapma gülü çıkarıp kulağımın köşesine sıkıştırıyor hemen sonra. Bir soru da o konduruyor havaya, duraklıyorum lakin cevap vermekte pek de gecikmiyorum.
"Ben dans edemem, resim çizemem veyahut güzel kelimeleri dize dize şiirler, maniler yazamam lakin göğü güzel severim."
"Göğü sevme sanatı be, seninki."
Kahkaha atarak söylediğinde duruluyorum yeniden. Göğü sevme sanatı diye fısıldıyor içimdeki tekrar tekrar. Susuyorum o gece, yıldızlar serpiliyor üzerimize, ay da esmer ellerine konuyor. O, yeni bir sanat akımı başlatıyor. Ben yoruluyorum, vuruluyorum ve ansızın tüm evreni sustuyorum. Lakin dokunmadığım tek bir şey kalıyor, o da anneannemin geceler boyu mırıldandığı ninniler vari kahkahası oluyor.
"Sana iki seçenek sunacağım" dedi kısık ve boğuk sesiyle. Bir yandan da elindeki kadehi hafifçe sağa sola sallayarak içindeki alkolle oynuyordu.
Gözlerimi kaçırarak yutkundum. Ben tedirginlikle beklerken o fazlasıyla rahattı.
"Ya sıradan bir cariye olmaya devam edersin. Herkesten emir alır, herkese hizmet edersin. Zor durumda kaldığında kimse için dokunulmazlığın olmaz. Herkes her an sana her istediğini yapabilir."
Elindeki kadehin içindeki saydam sarı sıvıyı izledi. Ardından koyu hareleri tekrar beni buldu.
"Ya da benim cariyem olursun"
...
Büyüleyici bir güzelliği olan Darla, basit bir köleyken sarı saçları, yeşil gözleriyle saraya cariye alan muhafızların dikkatini çekmiş ve birdenbire kendini sarayda bir cariye olarak bulmuştu.
Saraya gelmesinin ardından birkaç gün geçmişken Prens Draven'in kendisine yaptığı teklifle kendisini büyük bir karmaşanın içinde bulan Darla'nın entrikalarla dolu aşk hikayesini okuyacaksınız.
~Bir Tarihi Romantik Kurgu
Kitap kapağı : @Nrgl-sarmasik