"Her türlü olaya hazırlayın kendinizi. Onu asla yalnız bırakmayın. Hafızası sürekli gidip gelecek; sadece sizi değil ismini, kendi benliğini unuttuğu zamanlar olacak. Üzgünüm ama, pek fazla bir ömrü kaldığını da söyleyemem. Yaşaması için mucizelere inanmamız gerekir." "Ne dediğini sanıyorsun sen ne demek az ömrü kaldı ne demek bizi hatırlamayacak!" diye kükreyen nişanlısına, canına, nefesine veda edercesine bir bakış attıktan sonra fısıldadı; "Özür dilerim sevgilim. Bunları sana yaşattığım için özür dilerim. Affet beni." Koşar adımlarla merdivenleri geçtikten sonra kapıda bekleyen taksiye kimsenin bilmediği gizli yerinin adresini verdi. Buraya çok uzak değildi, yaklaşık 5 dakika sonra ücretini ödeyip inmişti taksiden. Yaşlı gözlerle kayalara vuran sert dalgalara baktı. Uçurumun dibine kadar yürüdü, yürüdü, yürüdü, ve durdu. Üzerine aldığı ceketi yere bırakıp üstüne oturduğunda aklına gelen sevgilisiyle durgun gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı. Kendisine değil, ona üzülüyordu. O üzüldükçe canından can gidiyordu, parçalanıyordu sanki. Yanıbaşında bir hareketlilik hissedince kafasını kaldırdı. Tanımadığı bir yüz ona meraklı gözlerle bakıyordu. Fısıldar gibi çıkan bir sesle "Otursana." dedi yanındaki genç adama. Onu önceden tanıyıp tanımadığını bilmiyordu. Tek bildiği kendisini ona karşı yakın hissettiğiydi. "Burda bu şekilde durduğuna göre gerçekten çaresiz durumda olmalısın. Yakın birini mi kaybettin?" diye sordu genç adam. Üzgünce başını sallayan genç kıza baktı ve "Anlatmak ister misin?" diye sordu. Genç kız vücudunu tamamen ona doğru çevirdikten sonra başını salladı ve bu zamana kadar yaşadığı herşeyi tanımadığı adama anlatmaya başladı. Bu kitabın tüm hakları yazara aittir. Başlangıç; 19.07.17All Rights Reserved
1 part