MUCİZENİN REENKARNASYONU
  • Bacaan 2,782
  • Undian 117
  • Bahagian 17
  • Bacaan 2,782
  • Undian 117
  • Bahagian 17
Sedang Ditulis, Pertama kali diterbitkan Jul 21, 2017
Küçüklüğünden beri ona normal gelen değişimler aslında normal değil başka bir şeyin habercisiydi. Andrea Lawrence küçüklüğünden bu yana her zaman kendisinde ki değişikliklere bir anlam verememiş bunun üzerinde de fazla durmamıştı. 
Taa ki o güne kadar...
Andrea içerisinde bulunduğu ve konusu olduğu anlaşmaya göre evlenmek zorundaydı.
Kim ile mi? Kurt Adam sürüsü olan ve Alfa olan babasının yaptığı anlaşmaya göre karşı sürünün Alfasının oğlu ile.
Kendisinin de o sürüye ait olduğu gerçeğine cabası. Bu gerçekler ile yüzleşirken birden farklı ve daha büyük bir hikayenin içinde kendini bulur. 
Geçmişi ile geleceği arasında sıkışıp kalan Andrea, aslında çok daha büyük bir şeyin parçası olduğunu zaman geçtikçe anlayacaktır.
Gerçekler ile yüzleşmesinde geçmişte Arthur ve Angel ile başlayan olaylar, Jackson'ın varlığı ile içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Peki Andrea kimi seçecektir? Geçmişteki yegane aşkı Arthur mu? Kötülükleri ile peşini bırakmayan tutkusu ile baş döndüren Angel mi? Yoksa anlaşma ile başlasa da merhameti ile kucaklayan Jackson mı?

Zaman mekan kişi güç her şey birbirine girmişken hepsini yine çözecek olan Andrea'nın kendisi.
DEĞİŞİM BAŞLASIN...
Hak Cipta Terpelihara
Daftar untuk menambahkan MUCİZENİN REENKARNASYONU pada pustaka anda dan menerima kemas kini
or
#427drama
Garis Panduan Isi
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) oleh Maral_Atmc6
72 bahagian Sedang Ditulis
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
You may also like
Slide 1 of 10
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) cover
Kraliçe Elsa cover
Mafya Ve Psikolog Aşkı cover
Kötü Kadın Kahraman Olursa?!! cover
Solcu Aşk +18 cover
Kara Kedi cover
Her Şey Bitse Bile cover
||Reven Maria Potter|| cover
Öğretmenim gxg cover
KARANLIĞIN ŞEHRİ cover

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)

72 bahagian Sedang Ditulis

Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.