Kafasını kaldırdı ve bana gülümsedi, güzel beyaz dişleri dudaklarının arasında bir inci dizisini andırıyordu. Beklemediğim bir anda kalbimi ağzına yaklaştırdı ve barbarca bir ısırık aldı...."Ölüyorum." dediğimde elinde son bir parça olduğunu gördüm. "Ben diriliyorum." demişti sadece, kollarındaki dövmeler silinmiş arkasında heybetli kanatları tekrar çıkmıştı. "Bana yeterince yardım ettin, artık gözlerini kapa." . . . Gözlerimi açtığımda hızla nefes almaya başladım. Acının geçmesini beklerken telefonun sesine irkildim. "Günaydın, kalbin için özür dilerim :) -baraqyal." yazıyordu. Baraqyal? Kalbim? Telefonu elimden düşürdüğümde herşey ağır çekim olmuştu, deliriyordum ya da başım beladaydı. Hangisi daha iyiydi karar veremiyordum ama hayatımın hareketleniceğine emindim.