Karanlığın içinde bir yerlerde parlayan ışık gibiydi özgürlüğüm. Basit bir kelimeden ibaret değildi benim için, daha çok ‘her şey’ demekti. Yolumu kaybetmiş bir şekilde ışığa doğru kanat çırparken, bir gün ona rastladım. O, benden daha da karanlıktı. O, benim hiç inanmadığım kaderimdi. O, beni tutsak eden kelepçelerdi. Şunu öğrenecektim ki, o aslında özgürlüğümün hırsızı değil, özgürlüğün ta kendisiydi.