Onun bana yalvarması, damarlarım arasına amansız bir caniliğin ilk adımının gölgesini devirdi. Onu öldüreceğim, derisini sıyırıp etinin üzerinden henüz sıcaklığı terk etmemişken etini ellerimde hissedeceğim.
Yalvaracak, bir yanımı doyuracak.
Bağıracak, bir yanım bana yalvaracak.
Susacak, bir yanım kuduracak.
Çırpınacak, bir yanım çıldıracak.
Bana küfür edecek, bir yanım saldıracak.
Duracak, bir yanım öpecek.
Ağlayacak, bir yanım kafatasından saçlarını sökecek.
Hıçkıracak, bir yanım elimi hareket ettirecek.
Nefes alacak, bir yanım nefesini kesmek isteyecek.
Zayıf bedeni titreyecek, bir yanım bedenine sahip olmak isteyecek.
Ağzı kuruyacak, bir yanım ağzımın içindeki tükürükle ağzını ıslatmak isteyecek.
Göğsü hızla inip kalkacak, bir yanım göğüs kafesine oturacak, kemiklerini kırmak isteyecek.
Tükürecek, bir yanım çene kemiklerini elleriyle ikiye ayırmak isteyecek.
Ölümünü bekleyecek, hissiz yanımı tatmin edecek.
Ben on dördüm, kursağımda on dört boğum var. On dördünde bir insanın katli yatıyor. Ses tellerimin üzerinde tek gözü çıkmış, tüyleri dökülmüş bir karga ikamet ederken, gündüz vakti bir yarasa uçuyor başımın üstünde.
Sinir oluyorum, zaman bitmek üzere.
14.07.17
Kız çocuğuma ithafen..
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"