Romantizm #1#
İpek Böceğinin kozası mı yoksa çelik mi daha sağlamdı? Zorluklara en çok hangisi dayanırdı?
Her şey zıddını içinde barındırır; varlık yokluğu, güzellik çirkinliği, güçlü zayıfı ve yaşam ölümü... Genç kızın hayatı tam da bunlardan ibaretti! Ülkenin ileri gelen ailelerinden birisine mensup olmasına rağmen imtihanı yoklukla, insanların çirkin yüzüyle olmuştu hep. Tek başına kaldığı dünyada kimseden ne yardım isteyecek ne de boyun eğecek mizaçtaydı. Ta ki bir adam bunları alaşağı edene kadar!
Levent Akçacızade; emrinde binlerce insanın çalıştığı, iş dünyasının gözdesi, kural insanı... Aşkı ve kadınlara olan güvenini kilitlemiş, anahtarı kendinin dahi bilmediği uçsuz bucaksız bir yere fırlatmıştı. Yapamadı... Ona doğru çekildikçe kaçtı. Önü alınamaz arzuları, tanımlayamadığı duyguları her yanını sardığında saklanacak bir yeri kalmamıştı.
Aşk, gözleri körleşmiş kibri yener, kaideler yerle bir olur ve tüm hayatı biçimlendiren kavramlar yeniden tanımlanır mıydı?
Üstün zekalı bir tıp öğrencisi olan Anı, çekmemesi gereken birtakım fotoğraflar çeker ve bunun sonucunda peşine takılan adamları atlatmaya çalışır. Kalabalık olduğu için girdiği oyun salonunda kamufle olmaya çalışırken, jetona ihtiyaç duyduğu bir anda ona jeton ısmarlayan adamın kim olduğundan habersizdir.
Duhan ve Han bir bedende bulunan iki farklı kişiydi aslında. Duhan, çizdiği her tablosunda geleceğini hayal ederken Han, ellerinin altında kırılan kemiklerle geçmişin hesabını sormak peşindeydi. Sarıya çalan ela gözleri, kumral saçlarıyla onu Güneş sanmanıza neden olsada o karanlığın bir parçasıydı.
Bir tetikçinin çiçeğe hayat veren Güneş olmasını bekleyemezdiniz? Öyle değil mi?
🌙
Bazı hikayelerin sonu yoktur. Kitabı kapattığınızda içinde bir boşluk yaratır.
Bizim aşkımızı dolduracak kadar çok satır yok bu kitapta sevgilim. Satırlar az, cümleler fazla. Duygularımız sığmaz bu kitaba. Bu hikayenin bir sonu yok. Bizim bir sonumuz yok.
Kibritten farksızdım. Yer yüzüne inmeden önce Tanrıya cayır cayır yanacağıma dair söz vermiş gibiydim. Bir gün tamamıyla benliğimi kaybettiğimde, geriye kalan küllerimi tatlı bir meltem savuracaktı ve ait olduğum yere, karanlığa kavuşturacaktı beni. Karanlıktaki yerimi alacak ve duhanın parçası olacaktım. Ve o gün geldiğinde geriye kalan parçalarımı bulma umuduyla tekrar ve tekrar açacaktım gözlerimi.
Yayımlanma tarihi: 26/05/2022