"Neden her şeyi en başından anlatmıyorsun bayım?" Yabancının söyledikleri Henry'nin ilgisini çekmişti çünkü bu adamın dış görünüş itibariyle uzun zaman önce etrafındaki insanlara nasıl yaşamazlarsa daha mutlu olacaklarını anlatmaya çalışırken birden kendisini bir tahta parçasına çivilenmiş halde bulan dünyaca ünlü birine çok benzediğini fark etti..." Aslında olayların bu noktaya gelmesine sebep olan şey uzaklardan gelen bir yabancının bize gerçekleri tüm çıplaklığıyla değil de üstü kapalı bir biçimde anlatmasıydı. Oysaki salt gerçeği yüzümüze nasır tutmuş bir elden gelen tokat gibi çarpmış olsaydı belkide tüm gerçekleri kabullenmek çok daha kolay olurdu. Ya da "Bu deli." deyip onu linç ederdik; böylelikle tüm problemlerimiz başlamadan biterdi. Bu hikaye yaşadıkları toplumda çoğunluktan farklı tavır sergileyip dışlanan veya çok eskilerde olduğu gibi cadı diye tanımlanıp yakılan insanları konu almak yerine, tüm bunlara dolaylı olarak sebep olan bir yabancıyı anlatmaktadır. Dine getirilen eleştirilere karşı hassasiyetiniz varsa lütfen OKUMAYINIZ.Todos los derechos reservados