"Ne yaptın sen?" dediğinde sesinde okyanusun hırçın dalgaları yoktu, şaşkınlık ve telaş vardı. Onu ilk defa telaşlanırken görmüştüm. Gözlerimi zorlukla açık tutarken dudaklarımda ki ızdırap dolu tebessüm silinmemişti. Acı çektiğimi hissetmemesini istiyordum ama boşunaydı, bunu göğsünün tam ortasında hissediyordu.
"Senin uzun zaman önce yapman gereken şeyi."
Etrafımda olan her şey yavaşça bulanık bir hal almaya başlamıştı. Kulağımda sesler silinmiş, sadece zihnimde bir ninni yankılanıyordu.
Uyu ateş böceği, ninni....
Ellerinin bedenimden kayıp gittiğini hissettiğimde bir meşale yakıldı karanlığı yok etmek için sanki o anda. Gözlerim acıyla kısıldığında lambayı açmasıyla küvetin içerisinde bulunan suyun kırmızıya boyandığını görmüştü. Gözlerim artık güçünü kaybedip kapanırken tekrar karanlığın esiri olmadan önce son gördüğüm şey, onun buz dağına çarpmışa dönen çehresiydi. Bedenim kanlı suyun içerisine gömülüp bir mezar oluştururken onun telaşlı sesi dipsiz kuyuda yankılanan yardım çığlığıydı.
Bileklerimden yaşamın kırıntıları akıyordu. Karanlık sahnenin ortasında, kanlı düşlerle sergilenen son resitaldi bu.
Uzun zaman önce aynı yatakta uyuduğum bir adam vardı. Beni ninnileriyle sarmalayıp göğsünde yatırırdı, şimdi ise beni sonsuz bir uykuya yatırıyordu.
Adam boğuluyordu.
Kadın ölüyordu.
Yardım çığlığını duyan yok muydu?
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."