Cinayet Masası
  • LETTURE 514
  • Voti 118
  • Parti 6
  • LETTURE 514
  • Voti 118
  • Parti 6
In corso, pubblicata il lug 31, 2017
Bu kitapla yeni yeni ulaşılan cesetlerin sırrı, bilinmezliğin sonu, merak uyandıran konular, öldürme üzerine yazılan tezler...karşılıksız anlatılanlar



Gizemli ölüm haberleri sonunu gelmiyor her gün bir yenisi daha ekleniyordu.Her gün cesetlerin ölüm senaryoları değişiyor ve açığa karışık bir açıklanamamazlık doğuyordu.Her yeni günün sonu yeni cesetlerin başlangıçlarını temsil ediyordu sanki...
Tüyler ürpertici olayların gün yüzüne çıkıp gerçeği bütün çıplaklığıyla öğrenme zamanıydı.
Zaman "Kanıt Zamanı'ydı"
Tutti i diritti riservati
Iscriviti per aggiungere Cinayet Masası alla tua libreria e ricevere aggiornamenti
oppure
#42maktül
Linee guida sui contenuti
Potrebbe anche piacerti
KOD ADI: GÜNEŞ  di RapunzelSeviyor
35 parti In corso
[|Arkadaşlar kitabı bir yayınevine gönderdim ve geri dönüş bekliyorum. Değerlendirme için de kitabı baştan sona düzenlemeye alacağım. Bölümler gelmeye devam edecek ama net bir tarih vermem şu an mümkün değil. Oy ve yorumlarınızla destek olursanız çok mutlu olurum.|] "Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"
YARALASAR(Kitap Oldu) di Maral_Atmc6
55 parti In corso
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
Potrebbe anche piacerti
Slide 1 of 10
Kayıp Şehir Anka cover
Aysu(Gerçek ailem) cover
Sahtekar  cover
İtalyan Mafya mı? cover
KOD ADI: GÜNEŞ  cover
TERAZİ  (Tamamlandı) cover
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
MAHKUM cover
Aşiretmiş ( Gerçek ailem) cover
ÂFİTAP cover

Kayıp Şehir Anka

20 parti In corso

Bu bir "Uzak Şehir" hikayesi... Bazen bir şehirden değil, bir insandan uzaklaşırsın. Yıllar geçer, yollar değişir, hayat seni bambaşka yerlere savurur. Ama bazı duygular hep aynı kalır... Kalbinin bir köşesinde sessizce bekleyen bir bakış, yarım kalan bir söz, geçmişte yaşanmış ama asla unutulmamış bir gece gibi... Bu hikaye, o geceyi hatırlamayan iki insanın, yıllar sonra bir şehirde yeniden karşılaşmasını anlatıyor. Bir taraf içinde tuttuğu sırrı saklıyor, diğer taraf geçmişin kırıklarıyla yaşıyor. Ve aralarında, o geceden kalan masum bir çocuk... Bu bir aşk hikayesi değil sadece. Bu, uzak kalan kalplerin, geçmişle yüzleşmesi. Ve bir zamanlar birbirine yakın olan iki yabancının, yeniden aynı şehre dönüş hikayesi...