Mezarın başında öylece durmuş beklerken arkamdaki yaşlı adamı dinliyordum birden bir soru yönlendirince tek dileğim bir an önce eve gitmek doya doya ağlamaktı... Fakat sorduğu soru ile üşüyen bedenim ürpermiş,bir şok dalgası geçirmiştim... "Annenin neden öldürüldüğünü bilmek ister misin?" diye sordu O benden bir cevap beklerken benim tek takıldığım şey 'öldürüldü' kelimesi oldu. Benim Annem eceliyle ölmüştü, öldürülmemişti! Hızla arkamı dönmek için refleks yapmıştım ki kafamda hissettiğim soğuk metal hem arkamı dönmemi engellemiş hem de şok üstüne şok yaşamama neden olmuştu. Bana silah doğrultmuştu. Birde bu eksikti. Annemin mezarının yanında ölmek beni bir nebzede olsa sevindirse bile bu öleceğim anlamını değiştirmezdi Hemde yaşlı bir bunak tarafından(!) Ben ölmeyi beklerken o tekrar konuşmaya başladı "Seninle anlaştığımızı sanıyordum küçük ama eğer kuralları unuttuysan sana tekrar edeyim. Sen uslu uslu oturup beni dinleyecektin! Ben sana soru soracak sende akıllıca cevaplayacaktın! Anladın mı bakalım?!" diye bağırınca yerimde sıçradım ne dengessiz bir bunaktı bu böyle? Tekrar "Anladın mı? dedim sana!!" diye bağırınca kafamı olumlu anlamda salladım "Güzel. O zaman Annenle vedalaş gidiyoruz!!" dediğinde anlamaz bir şekilde yerimde durdum birden kafama geçirilen bir kadifemsi kumaş parçası ürpermeme ve debelenmeme sebeb olurken iki kolumada demir gibi kollar geçirilince bağırmaya ve çığlık atmaya başladım Zihnemden çok uzaklarda bir ses ; 'Merak etme meleğim o senin amcan sana zarar vermez.' dedi, fısıltı şeklinde çıkan bu ses ile çığlık atmayı ve debelenmeyi bırakıp olduğum yerde durdum... Bu 'O' ydu ... annemdi? •••••••••••• Oyunlar başlamıştı kimse ne olduğunu yada ne dolaplar döndüğünü bilmiyordu Uzun bir sürenin ardından sonra savaş borazanları çalmış kötüAll Rights Reserved