Sandalyemi yavaşça geriye itip ayağa kalktım. Tüm gözler bir anda bana dönünce önce sahte bir şekilde gülümsedim, sonra da, "Yarın Matematik sınavım var, izninizle ben yukarı çıkıyorum." dedim. Gruptan onaylayan homurtular çıkınca odama gitmek için merdivenlere tırmanıp yukarı çıktım. Sıkıntıdan al al olan yanaklarıma su vurmam gerekiyordu. Banyoya ilerleyip suyu açtım ve eğilerek avuçlarıma doldurdum. Yanaklarıma çarpınca bir nebze de olsa ferahladığımı hissettim. Suyu kapatıp aynadaki görüntüme baktım. Normal görünüyordum, her zamanki gibi. Ama bu gece normal şeylerin olmadığının farkındaydım. Aşağıdan gelen sesler de neyin nesiydi? "Sizinle ortak olmak için üç şirketi reddettim ben. Şimdi nasıl gelip olamayacağını söylüyorsun? Senin için milyarlardan vazgeçtim ben. Sırf itibarın korunsun diye!" diye bağıran sesin Kenan Yurtseven olduğunu anlamak için medyum olmaya gerek yoktu. "Anlıyorum. Sadece sizinle çalışamayız, Kenan Bey." "Bizimle çalışamazsın, öyle mi? Bizim şirketimiz kızınla çalışmak çok ister ama, Yusuf Bey!" dedi. Benden bahsedildiğini anlayınca kuşkucu bakışlarımı aynada kendime yönelttim. Ne demek istemişti? "Kızımı bu işe karıştırma Kenan!" dedi babam, sesi telaşlıydı. Ardından her şey aklıma "dank" etti. Alacakaranlığa çakılmış bir kibrit gibi. Adam babamdan intikam almak için beni kullanacaktı.