13 Partes Concluida > İstanbul'un karanlık gecelerinde sadece silahlar konuşmaz.
Bir mafya lideri: Aras Ezer.
Bir başkomiser: Alin Sancaktar.
Onların savaşı, adaletle suç arasındaki çizgiden fazlasıdır.
O çizgide, bir cümle yankılanır:
"Kurşunlar değil, yokluğun korkutur."
Aşkları kadar tehlikeli, sadakatleri kadar yıkıcı bir hikâyeye hazır olun.
Kurşun ve Sessizlik, sadece kalpleri değil, ruhları da hedef alır.
> "Bazı aşklar yaşamak için değil, ölmek için yazılır."
Karanlığın içinde kurşunlar konuşur, ama sessizlik öldürür.
Alin Sancaktar... İstanbul Emniyeti'nin en korkulan başkomiseri. Yalnız, kırık ve vazgeçmeyi asla bilmeyen.
Aras Ezer... Yeraltı dünyasının görünmeyen hükümdarı. Soğuk, gizemli ve sadece onun sesine kulak veren bir şehirde nefes alan bir hayalet.
Bir baskınla başlayan karşılaşma, geçmişin gölgesinde filizlenen bir aşka dönüşüyor. Fakat bu hikâyede kalp atışları kadar kurşunlar da var. Güven kırılıyor, aşk kanıyor... Ve sonunda biri ihaneti, diğeri yok oluşu seçecek.
"Kurşunlar değil, yokluğun korkutur."
Bu cümleyle açılan hikâye, aynı cümleyle ama bambaşka bir anlamla kapanıyor.
Kurşun ve Sessizlik... Aşkın en sessiz hâli, ihanetten doğan bir çığlık gibi üzerinizde yankılanacak.
> "Aşk bazen seni yaşatır, bazen de seni öldürür."
Alin, adaleti temsil eden bir kadın;
Aras, kanunların ötesinde yaşayan bir adam.
Bu hikâye, bir başkomiserle bir mafya liderinin sınırlarını zorlayan aşkını anlatıyor.
13 bölüm, kurşun gibi ağır duygular, suskun bir sevda ve kırılmaya mahkûm güvenler...
"Kurşunlar değil, yokluğun korkutur."
Ama ya o yokluk... bir kurşundan daha çok acıtıyorsa?