Olmayan Sabah
  • Reads 14
  • Votes 0
  • Parts 4
  • Reads 14
  • Votes 0
  • Parts 4
Ongoing, First published Aug 06, 2017
Yine bir gece devriyesi...
Sabaha ne kadar da çok var . Bir Ahmet bir ben atölyede makinaların sesinde uykusuzluğun gölgesinde sabah etme çalışıyoruz . Bir tarafta radyo calarken sigara dudaktan düşecek gibi sallanıyor külü gömleğin cebine parça parça dökülüyordu . 
Ahmet düğün hazırlığında kafası işte değil bense kendi kendime Ahmet laf veriyorum ama nerdee ... Ahmet'ten cevap bile gelmiyor . 
Derken Hakan Bey (patron) çıkageldi . "Hayırdır beyler ne bu hal " diyince Ahmet irkilerek kendine geldi . Ben sigarayı çaktırmadan yere atsamda Hakan Beyin gözler açıldı . 
"Ne o hayırdır Ali atölyenin içerisinde sigara keyfi mi yapıyorsun . Biz adamları iş yapıyor sanıyoruz ama adamların biri müzikle sigara keyfi yapıyor , diğeri ayrı bir alemde zaten." diyerek sert çıkıştı . Tabii sesimizi çıkartamadık . 
Sonra Hakan Bey üst kata ofisine çıktı. Hemen sigara küllerini , izmaritlerini yerden toplayıp çöpe attım. 
Ahmet'te kendine gelmek için yüzünü yıkamaya gitti . Sonra Hakan Bey'in odasına çıktım . "Hayırdır Hakan Bey canınız sıkkın gibi kötü birşey yoktur inşaallah " dedim. 
Hakan Bey (koltuğu işaret ederek) otur Ali otur dedi. 
O arada Hakan Bey'in  telefonu çaldı. 
Meğerse ...
All Rights Reserved
Sign up to add Olmayan Sabah to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
40 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
KONUK SEVMEZ DENİZ cover
BIÇAK SIRTI - BXB - GAY cover
AİLE 2 PAPATYA (Düzenlenecektir) cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Fındık Tarlası cover
İMDADIM cover
GECENİN İZİ cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
MAZHAROĞULLARI cover
Kara Gül  cover

KONUK SEVMEZ DENİZ

15 parts Ongoing

❝Burası Karadeniz, burada hiçbir aşk mücadelesiz olmaz.❞ "Karadeniz'e eskiden Konuk Sevmez Deniz derlermiş," dedi. Sesindeki buz dağı yüreğimi titretti. Bunu daha önce hiç duymamıştım. Demek hırçın dalgaların sahibi olan Karadeniz'e Konuk Sevmez Deniz diyorlardı. İlk kez duyduğum için olsa gerek garibime gitmişti. Ben de buraya gelen bir konuktum. "Peki ya, öyle mi?" diye sorduğumda bakışlarımı usulca ona kaldırdım. "Burası gerçekten konuk sevmez mi?" "Sevmez," dedi Kuzey net bir dille. "Alır, götürür, öldürür seni. Sen de elbet gideceksin buralardan, ait olduğun yere döneceksin. Buralar hiç konuk sevmez." Bir düşman kapıyı çalar. Elinde ölümle bekler. İmkânsız bir aşk başlar.