Yine bir gece devriyesi... Sabaha ne kadar da çok var . Bir Ahmet bir ben atölyede makinaların sesinde uykusuzluğun gölgesinde sabah etme çalışıyoruz . Bir tarafta radyo calarken sigara dudaktan düşecek gibi sallanıyor külü gömleğin cebine parça parça dökülüyordu . Ahmet düğün hazırlığında kafası işte değil bense kendi kendime Ahmet laf veriyorum ama nerdee ... Ahmet'ten cevap bile gelmiyor . Derken Hakan Bey (patron) çıkageldi . "Hayırdır beyler ne bu hal " diyince Ahmet irkilerek kendine geldi . Ben sigarayı çaktırmadan yere atsamda Hakan Beyin gözler açıldı . "Ne o hayırdır Ali atölyenin içerisinde sigara keyfi mi yapıyorsun . Biz adamları iş yapıyor sanıyoruz ama adamların biri müzikle sigara keyfi yapıyor , diğeri ayrı bir alemde zaten." diyerek sert çıkıştı . Tabii sesimizi çıkartamadık . Sonra Hakan Bey üst kata ofisine çıktı. Hemen sigara küllerini , izmaritlerini yerden toplayıp çöpe attım. Ahmet'te kendine gelmek için yüzünü yıkamaya gitti . Sonra Hakan Bey'in odasına çıktım . "Hayırdır Hakan Bey canınız sıkkın gibi kötü birşey yoktur inşaallah " dedim. Hakan Bey (koltuğu işaret ederek) otur Ali otur dedi. O arada Hakan Bey'in telefonu çaldı. Meğerse ...