Belki de onsuz hayat, hiç yaşanmadı.
Yalnızca bir yansıma.
Yansımada yanılsamaydı...
Turuncu şiirlerimin kırmızısı da, sarısı da rengini yalnızca ondan aldı. Sokakların loş ışıklarına sürüklendi ayaklarım.
Gözleri koştu, mehtap yorgunu gözlerime.
Zümrüt yeşili, elamı da içine aldı.
Yüreği, gözlerimi bir derin uçuruma saldı.
Şiirlerimde baktım gözlerine.
Kağıttan yelkenler bıraktım denizlerine.
Ve yüreğimle dokundum ellerine.
Gümüşi sağanaklar, kırılan zamanın üzerine yağdı.
Ötelenmiş umutlarım onu haykırdı.
Canhıraş çığlıklar, beynimde yankılandı.
Ve ilk kez duydum yüreğimin sesini.
Öyle derin, öyle gerçek.
İstanbul kıskanç; kız kulesi, deniz feneri şaşkın.
Hiç bir yürek onlara böylesine akmadı.