Hafızın sesi güzelmi...

Okuyan okuduğunu anlamıyor.
Dinleyen, dinlediğini anlamıyor.
Geriye ne kalıyor?
Hafızın sesi güzel miydi?
Evet, sen Kur'an diyorsun,
Ama hangi Kur'an?
Cehaletin elinde tutsak olan Kur'an mı?
Cinayetin mızraklarının ucundaki Kur'an mı?
Yoksa düşman kabilelerini birleştirerek, devrimci yapısıyla insanlık tarihinde yepyeni bir medeniyet ve kültür getiren bir kitap olarak mı Kur'an?
Bu kitap, "dostunun cehaleti"
"Düşmanının hilesiyle"
Yaprakları açıldığı günden beri,
"Metni" terk edilip "Cildi" revaç bulduğundan beri adı "okumak"
anlamına gelen bu kitap, okunmaz oldu...
''O'' çok dindar..
Ama; Kur'an 'ı hiç okumamış...
Tabi İncil'i Tevrat' ı da..
Diğer dinleri de bilmiyor..
Okumaya,
öğrenmeye,
Sorgulamaya da gerek duymuyor..
Bilgisizliğinin farkına varamamış bir cahil...
İşte cahillerin en tehlikelisi!
İnanmayanlara ''ölünce'' görürsünüz diyor.
Yanacaksınız''..diyor...
''O'' korktuğu için korkutuyor...
''O''nun gibi olma..
"Düşünme, itaat et" diyenlere değil.
"Düşün, Sor, Sorgula" diyenlere kulak ver.
Öyleyse nasıl olmalıyız?
Önceki bütün görüşlerden arınmalıyız...
Uyanık bir zihin; mantıki ve aklımızı kullanarak okuduğumuzu anlamalıyız...
Kur'an'ın içinden neyin ne olduğunu görmeli ve çıkarmalıyız...
İnsan yolculuğunun sorumluluğunun bilincinde olmaz ise işi Keramete kalır...
Eğer din ölümden önce bir işe yaramazsa, ölümden sonra hiçbir işe yaramayacaktır.
Yaşayan kör cahiller olmayın.
Varoluşunuzun hakkını vererek;
OKUYUN,ANLAYIN,SORGULAYIN!
Gerçekleri görmek için ne bir sağlam göz,
Ne de sağlam bir kulağa ihtiyacınız vardır
Sorgulamaya irdelemeye ve söyleneni değil gerçek olanı öğrenmeye...
Asıl ihtiyacınız olan bunlardır!.