Giden insanların yerini mutlaka birileri doldurur muydu? Yoksa boş mu kalırdı hep bir yanımız?
Rüya 17 yaşında, okulu dondurmuş bir genç kızdı. Hayatın ona sundukları evet acımasızca gibi görünse de her şeyin altında mutlaka bizim için iyi olan bir şeyler yatıyordu.
İçinde yanan korlar, umutlar hala sönmemişti fakat bunu birinin ortaya çıkarması gerekiyordu.
Ya bu kişinin karşısına çıkması, olayları sil baştan yaparsa. Yeni bir hayata, gerçeklere ve kaybolmuş duyguların gün yüzüne çıkmasına izin verecek miydi peki Rüya?
•°•°•°•°•°•
"Evet belki biz kaybetmeye mahkum gibi bir hayat sürüyorduk. Ellerimiz ayaklarımız kelepçeyle bağlanmış, demirin değdiği yerler morarmıştı ama kalbimiz pas tutmamıştı. Bu yüzden biz kaybetmeye mahkumlar değil, kazanmaya muhtaçlardık."
*KİTAP YENİDEN YAZILIYOR!!*
Efsan ailesinin evlilik baskısına daha fazla dayanamaz ve Mardin'den hiç bilmediği bir şehre İstanbul'a kaçar.
Atlas Akay yer altı dünyasının karanlık lideri. Hayatta hiçbir korkusu olmayan ölümün ta kendisi olan bir adam.
Kader bu ikisini hiç beklemedikleri bir anda karşı karşıya getirecek. Yeni bir aşkın külleri doğacaktı.
"Adam yanacak kadının bedeninde kül olacaktı..."
-Yetişkin içerikli bir kitaptır!!!
-Kitapta bolca +18 vardır.
-Argo vb. olumsuz ögeler barındırmaktadır!!!