Kan ve kirle kaplanmış parmaklarımın arasındaki oklardan birini ciğerimi yakan bir nefesi içime çektikten sonra acı veren bir yavaşlıkla bıraktım. Okun rüzgara meydan okuyarak çıkardığı o ses kalbimde bir yerlerde kıvranan vicdanımın kulaklarını tırmalarken okun keskin ucu hasta adamın kafasına saplanarak durdu. Genç adamın griye çalan mavi gözleri usulca kapandı ve yaralar içindeki bedeni karlı zemine devrilerek sessizliğe karıştı. Havada asılı kalan elimin ayrılmak istemezcesine sıkıca kavradığı yay titreyerek aşağı indi ve kızaran parmaklarımın esaretinden kurtularak yere düştü. Yayla birlikte diz kapaklarımda kara saplandı ve birini öldürmenin ağırlığı omuzlarıma çöktü. Sağır eden ayak sesleri hemen arkamda durdu ve bir el omuzuma güven verircesine dokundu. "O zaten ölmüştü Aylin, ölü birini öldüremezsin" diye ruhuma uzanan bir sesle konuştu. Haklıydı ölüler öldürülmezdi.. -KAÇIŞ- (Başlama tarihi 16 Eylül 2017)