Armanya Masalları

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok ama çok uzaklarda Armanya isminde küçük bir krallık varmış.

​Uzun çam ağaçlarının,bin yaşında meşelerin, narin söğüt ağaçlarının oluşturduğu geniş ormanların ortasındaki bu şirin ülke, dalları meyvelerden görülmeyen meyve ağaçları , neşeyle şarkı söyleyen derelerin çerçevelediği bereketli mi bereketli toprakları, sınırları içinde yaşayan tüm insanların, köpeklerin, kedilerin, sincapların, tavşanların, kuşların, uç uç böceklerinin,tavukların, köstebeklerin, kelebeklerin, tilkilerin, sineklerin, arıların, ayıların kısacası aklınıza gelebilecek her türlü canlının mutluluk içinde yaşadığı bir yermiş.

Armanya ülkesinin insanları bildiğimiz insanlara hiç benzemezlermiş. Yüzlerinden hiç eksik etmedikleri gülümsemeleri, nezaketleri ve zekaları ile tüm komşuları tarafından sevilen, güvenilen,aranan insanlarmış.

Komşu ülkelerde yaşayan insanlar Armanyalıları evlerinde ağırlamak için birbirleriyle yaraşırlarmış, bunun en önemli nedeni elbette onları sevmeleriymiş ama başka bir nedeni daha varmış, diğer ülkelerdeki insanlar Armanyalıların sihirli olduklarına inanıyorlamış. Bir Armanyalı evinizde bir gece kalırsa bir yıl boyunca başınıza kötü hiçbirşeyin gelmeyeceği, evinizin bereketle dolacağı herkes tarafından inanılan bir düşünceymiş, masal bu ya haksız da sayılmazlarmış. Armanyalılar gerçekten de sihirliymiş ama sihirlerini kendileri de kullanamazlarmış.