Kıkırdadı. Acımdan ne kadar eğlendiğini görmek zor değildi. "Kendini öldürtmek için fazla heveslisin."
Vücudumun öfkeyle titrediğini hissettim. Öfke, damarlarımı yakıyordu ve karnımdaki delikten canımı daha fazla acıtıyordu.
Bir adım yaklaştı, beynim vücudumu geri çekme emrini verdi ama hiçbir kasım emre uyacak güce sahip değildi. Acele etmeden ve dudaklarında sırıtış her an büyüyerek çömeldi. "Daha önce ne kadar güzel koktuğunu söyleyen oldu mu?"
Ağzımı açtım ama sıralamayı planladığım küfürler yerine vücuduma çarpan yeni bir acı dalgasının inlemesi kaçtı. Karnımdaki yaradan biraz daha kan boşalırken vampir sağ elinin işaret parmağını yaramdan akan kana buladı ve dudaklarına götürdü. Beyaz teninde kırmızı kanım parlıyordu.
"Sehun! Gitmeliyiz." dedi uzaktan bir ses. Vampir sesin geldiği yöne doğru başını kaldırdı ama bir saniye sonra dikkati yine bendeydi.
"Öleceksin," dedi. Gözleri buz gibiydi.
Dudaklarımdan kaçan gülümsemeyi engelleyemedim. "Biliyorum," dedim ve aynı anda öksürerek boğazıma gelen kanı vampirin üstüne sıçrattım.
"Yazık olacak."
Sesindeki aşağılamayı duymamak imkansızdı. Öksürüğümü durdurmaya çalışırken başımın arkasında buz gibi bir el hissettim. Gözlerimi açabildiğimde vampirin daha da yakınlaştığını gördüm. Gülümsemiyordu ya da sırıtmıyordu ama dudaklarının kenarından çıkan sivri dişleri karanlıkta bile parlıyordu.
Kötü bir ölüm değildi aslında. Hatta şimdiye kadar tanıdığım ama artık ölü olan birçok insana kıyasla acısız bir ölümdü, karnımdaki birkaç santimlik boşluğa rağmen. Soğuk eller ensemde dolaşırken sivri dişlerin boynuma saplanmasını bekledim.
Gözlerimi kapatırken tek pişmanlığım güneşi bir kez olsun dinlediğim peri masallarındaki gibi görememekti.
Annesi hilal kurtlarından babası melez olan bir ailede doğan iki ikiz çocuk. Biri melez diğeriyse soyları neredeyse bitmiş olan hilal kurtlarından...Aileleri düşmanlarından kaçmak için izlerini kaybetmek için sürekli ülke, ülke gezerlerdi. Ve çocuklarını sürekli orada ki insan okuluna gönderirlerdi. Ama bir süre sonra artık o okullara gidemez oluşlardı. Güçlerini kontrol edemedikleri ve insanlara zarar verdikleri için artık hiçbir okul onları almıyordu. Bay Korelin artık çıkmaz bir sokağa girmişti. Tehlikeleri her geçen günde daha da yaklaşıyordu. Çocuklarını korumak için onları kendilerinden uzakta farklı bir okula gönderiyor. Onları Salvatore okuluna göndermek zorunda kalıyor. Tabi bu okula gitmelerinde erkek ikiz kardeşinin de payı vardır. Ama hesaba katmadıkları bir durum daha vardı. İki düşman okul yan yana... Salvatore kurt okulu ve Salvatore vampir okulu... Ne kadar birbirlerine düşman olsalar da çocuklarını korumak için oraya gönderiyorlar. Ama gittikleri andan beri bela başında eksik olmuyor. Alara ve Ege sadece güçlerini geliştirmek isterken başlarına tahmin etmeyecek olaylar gelmeye başlıyor. Alara'nın Berkay ile tanışması işleri daha da kızıştırmaya başlamıştı.
Ela gözlerin esir aldığı bir dünyadaydım, bunun olmasına izin vermemeliydim ama verdim. Beni tutsak almasına izin verdim. Yüzünde ki gülümseme dostça bir gülümseme değildi. Gözleri gülümseyerek bakmasa da esir alıyordu...
Kurtlar ve Vampirlerin bitmek bilmeyen savaşları ve her zaman olduğu gibi hiç bir şeyden eksik olmayan aşk....
İkizlerin o kadar yaşadığı şey sadece bir filmin başlangıcı mı? Onları daha fazla ne bekliyor olabilir ki?
#Melez
#Köken
Başlangıç tarihi: 23.01.2019
Bitiş tarihi: 06.09. 2020