Hayatında hiç sevgi görmemiş,
sevgiyi bilmeyen, adeta tanımayan,
yani sevgisiz büyüyen ve aşka da inanmayan bir erkek ve gerçek aşkı arayan bir kızın yolları çok farklı ve imkansız bir şekilde kesişir!
İlk başta birbirlerinden nefret edip, birbirlerine düşman gibi olurlar ama sonra birbirlerinin gerçek yüzlerini fark etmeleriyle her şey değişecektir!
Ön yargı, aşk, ihtiras, imkansızlık ve tutkuyla dolu bir hikaye. Kısacası nefretten doğan bir aşk hikayesi onların ki. Aynı zamanda imkansız, intikamlı ve tutkulu bir aşk hikayesi ya da belki de o kadar imkansız değillerdir. Kim bilir?!
Keyifli okumalar.
Birbirlerini tanımadan önce ikisininde hayatı bambaşkaydı. Peki kader bu ikisinin hayatını nasıl birleştirdi?!
Ne olursa olsun, birbirinden kopmayan ve asla vazgeçmeyen birbirlerine ölümüne aşık bir çiftin hikayesi bu! Acaba onları bir araya getiren kader sonlarını ne yapacak?!
Kitabın baş karakterlerinden erkek şöyle biridir ; soylu ve zengin bir aileye mensup, yakışıklı, özgüvenli, kibirli ama bir yandan da içten içe oldukça duygusal ama bu duygusallığı dışarıya belli etmeyen bir karakterdir. ( Kötü çocuk değildir )!
Başrol kızımız ise : Sıradan bir gelirle yaşayan, arkadaş canlısı, sevecen, inatçı, ve sevdikleri için kötülük dışında neredeyse her şeyi yapabilecek ve ailesine de son derece sadık ve bağlı bir kızdır!
Ali, 18 yaşındayken kendisinden bir yaş küçük olan 17 yaşında ki Selin ile
farklı ve imkansız bir şekilde karşılaşır!
Tanışır. İlk başta ondan nefret eder
ama sonra ona aşık olur! Baş kız karakter de ona aşık olacaktır ve bu aşk, bir dönemlik olmayıp, ikili içinde ömür boyu devam eder!
Kitabımın konusu tamamen kendi şahsıma aittir!
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı.
Babası ve abisi tarafından ayak bağı gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri gidemezdi. Ama günün birinde, celladı olan kişi ona hayatının aslını gösterdi, bir intikam uğruna ailesinden koparıldığını söyledi.
Seneleri acıyla geçen Melis, kendini yepyeni bir sayfa açmış halde buldu ama hiçbir şey beklediği gibi değildi. Olamazdı. Çünkü onun sevilmeyecek çok yanı vardı.
"Koskoca evinize bir beni sığdıramazdınız. Madem sığdıramayacaktınız, o zaman beni o cehennemden neden kurtardınız?"