İçimizdeki masumiyeti yok eden her şeye karşı çıktık. Koyulan kurallara uymadık. Yapılan tehditlerin hepsini hiçe saydık. Hepsiyle başa çıktık ama birbirimize sahip çıkamadık. Ruhlarımızın birleşmesine izin vermedik. İçimizdeki iyiyi kötüyü ayırt edemedik. Yıkıldık. Domino taşları gibi tek tek birbirimizi ittik o uçurumdan aşağıya. İyilik yaptığımızı sandık. Birbirimizi ölüme sürükledik. Hepimizin piyon olduğu bu oyunda bir kare ilerlememek için diğerlerini sürdük önümüze. Sıra sıra hepsinin yenilmesini izledik. Sıra bize geldiğinde şahı korumak yerine kendi derdimize düştük. Hakimiyeti karşı tarafa teslim edip sürekli kaçtık. Bilmediğimiz tek şey vardı. Kendimizi korumak için ellerimizle ateşe attığımız şah'ı kaybedince duvarlarımız yıkıldı. Egemenliğimizi kurmaya çalıştığımız topraklarda başkaları için çalıştırıldık. Onlar için öldük. Onlar için öldürdük. İpleri ellerine verip bizi birer kukla gibi oynatmalarına izin verdik. Sonunda ipler o kadar çok dolandı ki açamadık. Onlar da açmaya çalışmadılar. Düğümlenen yerinden kestiler ipleri. Başka renk ipler bağladılar yerlerine. Bizi bir başkasına dönüştürebilecek kadar güçlü.
4 parts