"Tam barmenden sodasını almış içmek üzereyken, biri sertçe üzerine düşmüştü.
Üstelik bununla yetinmemiş, elinde olması gerektiğini tahmin ettiği viski bardağını da onun başından aşağı boca etmişti.
Sehun, yarı sinirle yarı şaşkınlıkla üzerindeki adamı sertçe itti. İttiğinde üzerine düşen kişinin sarhoş olduğunu fark etmişti.
Barmen ve oradaki görevliler, orada hala ayık olup da içmeye devam eden müşteriler meraklı gözlerle ona bakarken, kucağındaki adamı yanındaki sandalyeye oturttu.
Dişlerini sıkarak çoktan sızmış adamın yüzüne baktı. Buğday tenli ve oldukça yakışıklı bir adamdı.
Gözlerini devirerek barmenin verdiği peçeteyle üzerindeki ıslaklığı temizlemeye çalıştı.
"Biriniz şu sarhoş adamı evine ya da odasına bıraksın yoksa başka birinin başına bela olacak."
Dedi sinirle peçeteyi barmene verip uzaklaşırken, ikisi de olasılıklar ya da olasılıksız durumlara karşı ne kadar hazırlıksız olduklarının farkında bile değildi.
Bu ilk karşılaşmaları olmadığı gibi son karşılaşmaları da olmayacaktı."