Hayatımın belki de en boktan gününü geçirmiştim. İşten atılıp, kız arkadaşım tarafından terk edildim. En kötüsü de cebimde beş kuruş olmadan gecenin karanlığında, elimde küçük bir şemsiye ile bir yandan hayatıma lanet edip, bir yandan da ne yapmam gerektiğini düşünerek yürümeye devam ediyordum. Her zamanki yolumdan sapıp, kestirme olan ara sokaklardan birine girdiğimde ise; Birden onu gördüm. Siyah takım elbisesi darmadağın olmuş, ellerinde ve yüzünde kesikler vardı. Sanırım kavga etmiş olmalıydı. Etrafta hiç kimse yoktu, tamamen yalnızdık. Onu görmezden gelip yoluma devam etmeyi düşünüyordum. Zaten hayatımın en boktan gününü geçirmiştim, bir de bu herifle uğraşamazdım. Çünkü benim yerimde kim olsaydı eminim ki kavga etmiş, yüzünde ve ellerinde çeşitli kesikler bulunan böyle bir herife bulaşmak istemezdi. Ben bunları düşünürken o ise gözlerini kapatmış yağmurun sesini dinliyor gibiydi. Onu görmezden gelip yoluma devam etmeyi düşündüm fakat nedense kendimi birden onun yanında buldum. Omuzuna dokunup -: İyi misiniz? Yürüyebilecek misiniz? O ise kapalı olan gözlerini hafifçe aralamış bana bakıyordu. Gözleri masmaviydi ve gece olmasına rağmen gözlerinin rengi belli oluyordu. Dudaklarını araladı ve bana -: Harikayım. Dedi. Bunu söylerken bir yandan da öksürüyordu. İster istemez gülümsemiştim. ''Peh harikaymış'' Dedim kendi kendime. Düşüncelerime ara verip bir yandan belinden destek alarak onu evime götürmek üzere yola koyuluyor, bir yandan da yeni bir iş bulup hayatımı eski düzenine sokmam gerektiğini düşünüyordum. Fakat nereden bilebilirdim? Bu dayak yemiş herifin hayatımı tamamen altüst edeceğini.
41 parts