SERÇE ❦
  • Reads 6,805,871
  • Votes 273,319
  • Parts 54
  • Reads 6,805,871
  • Votes 273,319
  • Parts 54
Complete, First published Aug 21, 2017
Mature
"Benimle evlenir misin?"dedi genç kadın.Bir elini gergince, sallanan platin halka küpelerine götürmüş, genç adamın cevap vermesini bekliyordu.Adamın güçlü, ortama hakim duruşu karşısında bütün özgüvenine rağmen kendini küçücük bir serçe gibi hissediyordu. 

Genç adamın şahini andıran keskin bakışları, yaptığı teklifle donuk bir hâl aldı. 

"Efendim?"Dedi kulak kabartarak.Genç kadının yaptığı teklifle bozguna uğradığı belliydi.Kaskatı kesilen bedeni, elinde parçalamak istercesine sıkı sıkı kavradığı viski bardağı dışında tekliften hoşlanmadığını belli eden bir şey yoktu. 

Bakışları genç kadının narin yüz hatlarında ve tereddüt dolu mavi gözlerinde gezindi. 

Genç kadın, onun bakışlarının yoğunluğundan etkilenerek, topuklarının üzerine kıpırdandı. 

Müzik ortamın sessizliğini bastırıyordu ama genç kadın daimi bir sessizliğin ortasında kalmışlar gibi hissediyordu. 
"Benimle evlenir misin?" 

Hayatında ilk kez bir adama evlenme teklifi ediyordu. Evlenmesi gerektiğinden gözüne en iyi seçenek olarak, Mahir Sancak'ı kestirmişti.Babası devreye girip, ortalığı yıkıp dökmeden önce en azından adama kibarca evlilik teklifi etmeyi düşünmüştü.Babasının planladıkları yanında, genç kadının bu düşüncesi insanın kulağına dalga geçer gibi geliyordu ama Merve'nin başka bir seçeneği yoktu ne yazık ki. 

Mahir Sancak olmak zorundaydı. 

Ama gelin görün ki adam hiç de onunla evlenecek gibi görünmüyordu. 

Düz, sabit bakışlarla, "Siz ne dediğinizin farkında mısınız Merve Hanım?"derken sesine yansıyan hoşnutsuzluk, canını sıkmamış değildi.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add SERÇE ❦ to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
AŞK MEŞK VE SAÇMA SAPANLIKLARI (#2) by NurdanKeles
34 parts Complete
O aldatıcı mutlu son gerçeklerine yeterince inanılmıştı. Muhteşem tanışma, sevimli birliktelik, mükemmel bir düğün ve son yazısı yazılırken, çiftin aşk dolu öpücükleri... Film yavaşça sonlanır ışıklar açılır ve film orada biterken, o filmi izleyen bir çift gerçek dünyalarına dönmek için yerlerinden kalkıp evlerine gider. Gerçek dünyanın beyaz atlı bir prensi yoktu. Mükemmel bir prensesi de yoktu. Gerçek dünyada yemek yapan hem iş kadını hem ev kadını Gül Oyalar vardı ve tabii çalışan ve eve geldimi yemek bekleyen, hiçbir şeyden memnun olmayan bir de Mertleri verdi. Onların gerçek olduğuna inandıkları aşkları vardı. Ve tabii kavgaları ve tabii hakaretleri ve tabii her şeyin üzerini kapatıp hayatlarına devam edecek alışkanlıkları... Sonra gökyüzü gündüzken güneşi, geceyken ayı, gerçekleri görebilmeleri için onlara ışıklı bir yol sundu ve gerçekleri görmeleri bir beş senelerini aldı. Gerçekleri gördükten sonra da bu evliliklerini Aşk Meşk ve Saçmalıklar uğruna bitirmeyi tercih ettiler ve kendilerini bir anda özgür buldular. Çok sonrasında ise; hayatları yeni düzene ayak uydurması için yeni alışkanlıklar edinmeye başladılar. Hayatlarına girenleri kabul etmeye başladılar. Yeni aşklara kollarını açtılar. Ve hayat bu sefer onların gerçekleri görebilmesi için ne güneşi ne de ayı onların üzerine sunmayacağını göstererek onlardan uzak başkalarına verdi ışıklarını... Şimdi gerçek aşkın ne olduğunu, gerçek dünyanın nasıl olduğunu ve inandıkları tüm gerçeklerin yok olduğunu görme vaktiydi. Gül Oya ve Mert'in yenidünyasına adım atarken, yeniden yaslanın arkanıza çünkü bundan sonra olanlar artık Aşk Meşk ve Saçma Sapanlıkları!
DEMREN (Kitap Anlaşması Yapıldı) by Arsilya-TY
58 parts Complete
"Annem... Annem defalarca yalvarmıştı." dediği sırada sanki o güne gitmişcesine gözleri dalmıştı. Anımsadığı hatıralar canını öylesine yakıyordu ki. Öfke ve nefret dolu bakışlarını tekrar ayakta duran genç adama yönelterek konuştu. "KONUŞ DEDİM SANA! KONUŞ! NEDEN YAPTIN! NEDEN AÇTIN O KAPIYI! NEDEN ÖLDÜRDÜN TÜM AİLEMİ! NEDEN KENDİNDE GEBERMEDİN O GÜN!" dedi adeta haykırarak. Kendisine ısrarla cevap vermeyen adama daha da yaklaştı. "Seni ellerimle öldüreceğim. Sen o gün hiç kimseye acımadın. Ben de... Ben de sana acımayacağım! " Yerden doğrularak zorlukla kalkmaya çalıştı. Gözleri genç adamın belindeki silaha odaklanmıştı. Yiğit ne yapmaya çalıştığını anlamış olsa da engel olmadı. Belinden hızla çekilen silah şimdi genç kadının narin parmakları arasındaydı. Elleri titriyordu korkudan mı yoksa adama olan öfkesinden mi bilmiyordu. Nemli gözleri grimsi gözlerle buluştuğunda elindeki silahı yavaşça doğrulttu. Namlu şimdi tam Yiğit' i hedef almıştı. Eğer isteseydi o silahı elinden alabilirdi ama istemedi. Hayatını mahvetmekle kalmayıp daha da beter bir hale getirmişti. İçindeki nefret bir nebze olsa soğuyacaksa onu durdurmayacaktı. "Bana iki can borcun var! Bana tam tamına iki can borcun var! Birini kızımıza sayıyorum diğerini ise sen ödeyeceksin!" dedi ve tetiğe bastı. Küçük bir çocukken yapılan tek bir hata peşine milyonlarca pişmanlığı takıp adım adım geliyordu, genç adamın üzerine. DEMREN- Okun ucuna geçirilen sivri demir parçası. Hiç olmadığı kadar hızlıydı. Yayından çıktığı an saplanacağı bedenin hayatını değiştireceğinden habersizdi belki de.
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
DÜŞ KAPANI  by umudun_zirvesi
33 parts Ongoing
"Yapma..." diye fısıldadım ellerinin arasında kalbim can çekişirken. Belimdeki ellerini kullanarak beni kendine bastırdığında aldığım kesik nefesler birer iniltiye dönüşerek dudaklarımın arasından firar etti. Boynuma gömdüğü yüzünü eğerek kokumu içine çekti. Sıcak avuçları bedenimi keşfe çıkarken dokunuşlarının yarattığı azapla hissettirdiği sıcaklığı karşısında titredim. Boynuma sürtünen dudakları köprücük kemiğime doğru kayarken ne kadar istemesem de boynumu eğerek birnevi ona kolaylık sağlamış oldum. Dudakları köprücük kemiğimdeki o boşlukta oyalandığında sıcak dudaklarını tenimde hissetmem uzun sürmedi. Kısık iniltiler dudaklarımdan dökülürken ellerinin arasındaki bedenim yaralı bir kuş misali ölmemek için adeta çırpındı. Dudaklarının altındaki tenim bu kez soğukluğumla değil, onun sıcaklığıyla kas katı kesilmişti. Dudakları omzuma doğru ilerlediğinde belimdeki elini tenimdeki her bir zerremi hissetmek istermiş gibi yavaşça yukarı çıkardı. Elini saçlarımdan geçirip bir çırpıda arkaya iterek kendine alan açtı. Kokumu solumadan duramıyormuş gibi yüzünü sabırsızca boynuma gömüp kokumu içine çekerek soludu. "Gidemezsin..." diye fısıldadı çaresizce. Omzunu tuttuğum elimin tırnaklarını durmasını ister gibi omzuna geçirdim ama acı sanki o an tesir etmiyor gibiydi. "Beni bırakıp gidemezsin! Herşeyim olmuşken şimdi beni terk edemezsin! Burada kal, al intikamını. Ne yapmak istiyorsan yap bana ama sakın gitme benden Liva. Kabusum olup hayatımı cehenneme çevir ama yinede gitme benden sevgilim..." Kalbim onun bu sözleri karşısında acıyla kanadı. Ve atan her bir kalp atışının bedeli akan bir damla kanın esaretine gizlenerek teninin yarattığı ateşi harladı. Ateşimin yaratıcısı avcımdı, bense bugün o ateşe direnmek yerine bu kez yanmayı seçmiştim.
You may also like
Slide 1 of 20
AŞK MEŞK VE SAÇMA SAPANLIKLARI (#2) cover
Fındık Tarlası cover
Kemal 🙋 cover
ON YIL cover
AİDİYET KARAKTERLERİ cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
BİLLUR cover
SARRAF cover
DEMREN (Kitap Anlaşması Yapıldı) cover
Hanker Hikayesi: Aşk tesadüfü  cover
Ankara'da Aşık Olmak  cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
KÜL KOKAN HAYALLER  cover
TUTKUNUN ATEŞİ: MECBURİYET cover
Ateşin Bilinmez Tonu  cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
Kocamın Patronu (Tamamlandı) cover
GECENİN İZİ cover
DÜŞ KAPANI  cover

AŞK MEŞK VE SAÇMA SAPANLIKLARI (#2)

34 parts Complete

O aldatıcı mutlu son gerçeklerine yeterince inanılmıştı. Muhteşem tanışma, sevimli birliktelik, mükemmel bir düğün ve son yazısı yazılırken, çiftin aşk dolu öpücükleri... Film yavaşça sonlanır ışıklar açılır ve film orada biterken, o filmi izleyen bir çift gerçek dünyalarına dönmek için yerlerinden kalkıp evlerine gider. Gerçek dünyanın beyaz atlı bir prensi yoktu. Mükemmel bir prensesi de yoktu. Gerçek dünyada yemek yapan hem iş kadını hem ev kadını Gül Oyalar vardı ve tabii çalışan ve eve geldimi yemek bekleyen, hiçbir şeyden memnun olmayan bir de Mertleri verdi. Onların gerçek olduğuna inandıkları aşkları vardı. Ve tabii kavgaları ve tabii hakaretleri ve tabii her şeyin üzerini kapatıp hayatlarına devam edecek alışkanlıkları... Sonra gökyüzü gündüzken güneşi, geceyken ayı, gerçekleri görebilmeleri için onlara ışıklı bir yol sundu ve gerçekleri görmeleri bir beş senelerini aldı. Gerçekleri gördükten sonra da bu evliliklerini Aşk Meşk ve Saçmalıklar uğruna bitirmeyi tercih ettiler ve kendilerini bir anda özgür buldular. Çok sonrasında ise; hayatları yeni düzene ayak uydurması için yeni alışkanlıklar edinmeye başladılar. Hayatlarına girenleri kabul etmeye başladılar. Yeni aşklara kollarını açtılar. Ve hayat bu sefer onların gerçekleri görebilmesi için ne güneşi ne de ayı onların üzerine sunmayacağını göstererek onlardan uzak başkalarına verdi ışıklarını... Şimdi gerçek aşkın ne olduğunu, gerçek dünyanın nasıl olduğunu ve inandıkları tüm gerçeklerin yok olduğunu görme vaktiydi. Gül Oya ve Mert'in yenidünyasına adım atarken, yeniden yaslanın arkanıza çünkü bundan sonra olanlar artık Aşk Meşk ve Saçma Sapanlıkları!