Elini uzatıp parmaklarını pencereden sızan ışıkların etrafındaki tozlu boşlukta, koltuğun kumaşında dolaştırıyor, parlaklığı git gide sönmüş kadife perdeleri dokunuyordu. Bir çocuk gibi hayatını yeniden kavramaya, anlamaya, öğrenmeye çalışıyordu. Her zaman olduğu gibi etrafına bakınıyor yaşadığına dair ilişkin kanıtlar arıyor, tam karşısındaki kendine hiç bir şey ifade etmeyen ceketlere bakıyor, bakarak birşeyler hatırlamaya çalışıyordu. Hayatın külleri arasında dolaşırken bu evi ilk kez görüyormuş gibi şaşkındı. Sanki buraya ait değil orjininden şaşkındı, soyut, bir gerçekliği olmayan kurmaca; bir kişilikti. Durumu acıklı olma yanında, ürkütücüydüde......
----------
"Kanatları var ama uçamıyorlar. Sen uçabilen kuşlardan mısın?"
------------
O acı sonların biriktirdiği bir hikayenin başlangıcıydı.
---------
Büyümeye hazır mısınız?