Bu hayatta sadece erkekler mi kaybederdi? Hayır. Bu hayatta kadınlar da kaybederdi,hele ki hayatın o koca tekmesini yemiş olan kadınlar...İşte onlar en asil ruhlu olanlar. Dünyaları kalbinin içinden sökülüp soğuk toprağa gömülenler.Kendini soğuk,camdan bir eve kilitlemiş olanlar.Nefes almaları yaşamasına fayda etmeyenler.Yaşama amacını renklerle süslemek yerine siyaha boyamışlar.Anılarını tozlu raflara değil harabe bir depoya kapatanlar.Bedenini ateşe verip eritenler.Hiç var olmamış olmayı dileyenler.Zamanlarını sayfalar arasına sıkıştırmışlar.Hayallerine uçan balon takıp patlatanlar.Gökyüzünde ki beyaz kuşlara bakıp özgürlüğü suya atılmışlar.Karanlıkta yanmaya çalışan titrek mumunu üfleyenler.Yoldaki karo taşlarından süpürülüp atılmış hatıraları olanlar...İşte onlar en asil ruhlu kaybeden kadınlar. Bende kaybettim. Renklerin dünyamda girdap oluşturduğu,cümlelerimin boynumu halat gibi sardığı o kaybeden kadın. Çizgilerine bakarak ağlayan,o çizgileri itinayla kırmızıya boyayan,geçmişini parçalar halinde hatırlayan ve acılarına kahkaha atmayı öğrenen o kadın... Eğer hiç acı çekmemişseniz,kalbiniz kırılmamışsa veya duygusal bir kişiliğiniz yoksa benim hikayemi okumaya başlamayın bile,kendinize uygun başka hikayeler mutlaka bulacaksınızdır,fakat okumaya kararlıysanız benim kayıplarla dolu hayatımda yaşadıklarıma şahit olacaksanız sizleri kapı dışarı etmeyeceğime söz veriyorum.Acı çeken ve kayıplara uğrayan duygusal ruhlu okuyucum bu anlatacaklarım belki hatıralarından silinmez çünkü ben,benim yaşadıklarımı okurken gözlerinden akan yaşların ruhumda hissettirdiği o hatırayı hiç unutmayacağım...Şimdi okumaya hazırsan yandığımız yerdeki o siyah küllerimizden tekrar tekrar doğacağımız anın şerefine.