Yaralarımı Sar
  • Reads 2,581
  • Votes 328
  • Parts 37
  • Reads 2,581
  • Votes 328
  • Parts 37
Complete, First published Aug 28, 2017
Ben de tükenmiştim. Ben kaybolmuştum. Kendi içimdeki koca boşlukta kaybolmuştum. Bulamıyordum artık eski beni. Eski zamanı. Eski insanları. Beni böyle sarsan başka bir şey hatırlamıyordum. Zincirlenmiştim ben buraya. Ama kendi zincirimi bile kıramıyordum. Elimi yüzüme sürüp Allah'ım sen yardım et dedim. Başka kimim vardı ki bu gelip geçici dünyada. Kalbimin üzerine çöken ağırlık en derinlere kadar hissedilebilir bir ağırlıktı. 

'Bir taş' dedim kendi kendime. Bir taş bir insanı nasıl değiştirebilirdi? Biz taşlara alışıktık. O sorun değildi. Sonuçta peygamberimiz (s.a.v) de taşlanmıştı. Kovulmuştu kendi yurdundan. Hacerül esved taşı mesela. Cennetten geldiğine inanılıyordu. Mekke'nin ileri gelenleri o taşı yerine koymak için birbirleriyle yarışmışlardı. En son içeri peygamber efendimiz girdiğinde hakem o olsun. O şüphesiz muhammedül emindir denilmişti. Mübarek elleriyle taşı alıp o yerine koymuştu. Demek istediğim şey bir kar tanesi bile ahenk içinde iken tesadüf diye bir şey var mıydı? Yoksa tevaffuk muydu her şey?
All Rights Reserved
Sign up to add Yaralarımı Sar to your library and receive updates
or
#11havalı
Content Guidelines
You may also like
SINIR |Tamamlandı| by __Katre__
75 parts Complete
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti. " Bak bakalım burada ne yazıyor?"dedi sesindeki alaycı tınıyla. " Arslan."dedi karşısındaki adam kısık çıkan sesiyle. Ardından Eylül'ün yaka kartını gösterdi Toprak parmak ucuyla. "Peki burada ne yazıyor." "Eylül Arslan." "Aynen öyle." dedi Toprak başını aşağı yukarı sallayarak. Ardından elini kaldırıp yüzüğünü gösterdi. " Bu."dedi sorgulayan sesiyle. " Yüzük." Eylül'ün elini tutup kaldırdı. " Bu."dedi tekrar. Aynı cevabı aldığında ellerini indirip birbirine kenetledi. Ve tekrar kaldırıp herkesin gözüne sokarcasına konuştu. " Birleştir bakalım ne çıkacak ortaya."dedi. Ardından masaya göz gezdirip karşısındaki adama dikti bakışlarını. Birkaç saniye cevap vermesini bekleyip adamın omzundaki elini sıktı. " Evlisiniz."dedi adam fısıltıdan farksız sesiyle. " Doğru cevap." dedi Toprak alayla. Adamın omzundaki elini çekip yüzünü Eylül'e çevirdi. Birkaç saniyeliğine yumuşayan bakışlarını tekrar buza çevirip masaya döndü. Birbirlerine kenetlenmiş ellerini gösterip: " Duyduğunuz gibi biz evliyiz. Daha öncesinde bilmiyordunuz çünkü bilmenize gerek yoktu. Şimdi öğrendiğinize göre herkese afiyet olsun." dedi. Masadan yükselen hayret nidalarını umursamazken masadaki yerine ilerledi. Eylül'ün elini bırakmadan yanındaki sandalyeyi çekip:" Geç güzelim." dedi. Yanlarındaki birkaç kişi duydukları ile küçük çaplı bir şok yaşarken onların gözü sadece birbirleri üzerinde idi.
You may also like
Slide 1 of 10
Karanfil Bezeli Elma cover
BEDEL cover
Gökkuşağındaki Karanlık cover
Dedikodu|Texting cover
"ONSRA" ŞİİR KİTABIM cover
Kurye | Texting ✓ cover
SINIR |Tamamlandı| cover
Taş Ev cover
BAŞIMIZA GELENLER (TAMAMLANDI) 🖤 cover
ZORAKİ HİZMETÇİ cover

Karanfil Bezeli Elma

6 parts Ongoing

"Ceylan..." dedi ismimi söylemekten ne kadar hoşlandığını göstererek. "Senin evin burası derken bu konağı kastetmedim. Sonradan bulduğun aileni de..." Kaçırdığım gözlerim yeniden sahibini buldu. "Çünkü senin evin benim Ceylan. Senin yıllarca yok sandığın o evin, benim. Yuvan benim." Öyle miydi? Eğer ben, bu masalın sahici kahramanı olsaydım bir an olsun bu sorunun cevabını vermekten tereddüt etmezdim. Bu zamana kadar bildiğim, yanıldığım oldu derdim. Fakat değildim. Bu bir gün ortaya çıkacaktı ve ben o güne kadar bu evin sahibi gibiymiş gibi yapacaktım yalnızca. Bu yüzden ne hissedeceğine aldanmadan geri çekildim. Elleri tenimden ayrılırken bir an için boşluğa düşsem de aldanmadım. Meydan okuyan gözlerle baktım ona. "Cihan..." dedim incecik çıkan sesimle. "Tüm bu diyarı ayağıma da sersen, kan kokan birine evim demem. Yuvam bilmem..." Gözleri mümkünmüş gibi siyahın en koyu tonuna bürünürken acımadım, devam ettim. "Hani bir masalın ilk cümlesi derler ya bu şehir için..." Kafamı iki yana salladım. "Bizim sahte masalımızın son cümlesi olacak. Son cümlesi, binbirinci gecesi..." 🍂🍂🍂 Hikayenin tanıtım bölümleri ilk olarak Asran ismiyle yayınladı. © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz.