Arslan ve kartal arasında kalmış tavşandı onlar. Bir tarafta ölüm, diğer tarafta acı. Hayatta kalma imkanları var mıydı bu savaşta? Arslan ve kartal, onun için ölümüne savaşırken, deli gibi korkuyordu tavşan.
Arslan ele geçirecek olursa tek hamlede yiyecekti onu!
Kartal kazanırsa bu savaşı zirveye çıkacaktı tavşan.
Hayatında tek bir kez zirvede olacaktı, özgür olacaktı, mutlu olacaktı. Ardından hızla yere çakılacaktı! Parçalarına ayrılırken son, belkide ilk kez özgür olmanın mutluluğu yetecek miydi acılarını unutmaya? Gülebilecek miydi son kez, gözlerini sonsuza kadar kapatmadan hemen önce...
**
2 KIZ. Nereden bilebilirlerdi ki başka çıkışlarının olmadığı bir yere koşarak gittiklerini? Ölüme bir nefeslik yakında ama kilometrelerce uzakta! Onlar ise kurtarılmaya değil, kurtarmaya çalışan ruhlardan. Onlar arslan ve kartalın pençeleri arasında nihai kararı bekleyen tavşanlar! Sonları kimden olacaktı? Kaçmak mı? Öyle bir seçenek hiç varolmamıştı bile!
Albayın arkasından bir adımla yanına geçtim. Hiç bir koşulda eğilmeyen başım yine dimdik ti. Boş bakışlarım karşımda ki 6 kişide dolandı.
Hepside beni ve hareketlerimi dikkatlice izliyordu. Yeni tim arkadaşlarını merak ediyor olmalılardı. Albayın konuşmasıyla hepsinin bakışları onu buldu ama ben hala karşıya bakıyordum.
"yeni tim üyeniz, tim komutan yardımcısı istihbarattan kıdemli üsteğmen Pınar ULAR. Alışırsınız yakında birbirlerinize, tanışırsınız artık siz"
Dedi ve arkasını dönüp karargaha döndü.
Hepsinin bakışları tekrar beni bulduğun da ben hala karşıya bakıyordum.
Tim komutanı olan yüzbaşı karargaha yürümeye başlarken bir yandan da konuşmaya başlamıştı.
"tanışalım bakalım, tim dinlenme odasına"
Tim de onun arkasından ilerlerken ben de sert adımlarla onların arkasından ilerledim.
Bakalım ATAK TİMİ övdükleri kadar iyiler miydi?