...Mesela, bu sene uçlu kalem kullanmamayı, aşık olmaktan korkmayı ve hayal kurmamayı öğrendim. Babamın hep diyor olduğunu "Hayal kuran sefalet ile ölür." lafının anlamını bu sene köküne kadar hissedip yaptığımız o yarım saatlik telefon görüşmesinde ve bana yazdığı kısa mesajlarda onun da tonlarca başarısız girişimden sonra hayal kurmayı bıraktığını öğrendiğim için bıraktım. Bize sürekli hayal kurduğumuz için kızması saçma gelirdi ancak artık oldukça mantıklı geliyor bana. Ona "Ya benimle ya da bensiz de mutlu ol." dedikten sonra terk etmenin yürekliliğinin üzerime bindirdiği o acıyla bu seneyi mücadele ederek bitirdiğimde ve üzerimdeki yorgunluğu ne kadar dinlensem de atamıyor olduğumu fark ettiğimde korkmayı öğrendim. Uçlu kalemin samimiyetsizliğini anladığım bu sene en kaliteli acıların en güzel kurşun kalem ile kağıda döküldüğünü ve ele değen tahta hissinin insanı daha da güçlendirdiğini fark ettiğimde, ayrıca da mürekkepli kalemlerle yazılan yazılara olur da ağlandığında gözyaşının mürekkebi dağıttığını ve yazılan acıları okunmaz hale getirdiğini fark ettiğimde kurşun kalem kullanmaya başladım. ...