''Zorluk çıkarma.'' Gözlerimin içine bakmaya devam ederek konuşmuştu. Bu şekilde beni götürmesine müsaade edemezdim. Hızla ona vurmak için kullanabileceğim bir şeyler aradım çünkü yumruklarımın şansı sıfırdı. Kafamı çevirmemi fırsat bilerek zaten küçücük olan banyoda hızla üzerime gelerek sağ bileğimi yakalamıştı. Çekiştirdim ama kurtarmam imkansızdı. Diğer bileğimi de yakalamaya çalışınca hızla geriye doğru adımlayarak yakalamasını engellemiştim. Sanki bu onu sinirlendirmiş gibi derin bir nefes alıp vermişti. Ne olduğunu anlayamadan elinde olan bileğimi deli bir güçle sıkarak beni yere itmişti. Kafamı klozete vurmuştum. Her şey çok ani oluyordu. Kafam deli gibi zonkluyordu ama şu an acımı düşünüp ağlayacak bir zamanda değildim. Sanki hafif bir çuvalmışım gibi beni yerden kaldırarak omuzuna atmıştı. Sırtına vurmaya devam ediyordum ama hiç etkilenmiyordu. Yavaşça banyodan çıkarak banyo kapısının önünde yerde duran , çantam olduğunu tahmin ettiğim şeyi eline almıştı. Deli gibi ağlıyordum. Neden bu benim aşıma geliyordu. Son bir ümitle kafamı kaldırarak anne ve babama bakmıştım. Kafamın kanadığına emindim. Çok fazla acıyordu. ''Anne. Lütfen. Beni bırakma. Neden böyle yapıyorsunuz ?'' Güçsüz sesimle konuşmuştum. '' Çok üzgünüm Baekhyun. '' Annem ağlamaklı bir sesle söylemişti. '' Baba lütfen. '' Sesim doğru düzgün çıkmıyordu. Esmer adam kapıdan çıkmak üzereydi. Ailem onu durdurmak için tek bir hamle bile yapmamıştı. Hıçkırmaya ve ağlamaya devam ediyordum. Kafamı daha fazla ayakta tutmam imkansızdı. Esmer adamın sırtına doğru düşen kafamla pes etmiştim. Ama babamın soğuk ve duygusuz bir şekilde çıkan sesini net bir şekilde duymuştum. '' Senin lanet olasıca baban değilim. '' Ve sonra her şey karanlığa gömülmüştü.Alle Rechte vorbehalten