Her şey arkadaşlarıyla pizza yemek için bir dükkana giden kızın bekleme sorunuyla başladı.
***
"Ha bu arada." Dedi Kel. Önüme bir kart fırlattı. "Yeni kimlik kartın."
Elime alıp inceledim. Anne adı, baba adı soyadı değişmişti. Diğer bilgiler aynı.
"Nabi abi evlatlık gibi olmuşum ya. Benim soyadım zaten iyiydi." Dedim. Önce güldü ve komik dudaklarından şu sözler döküldü.
"Sen artık başka birisin, başka birinin seni tanıyıp ölmesini istemeyiz değil mi ?" Dedim.
Kabul büyük tehditti. Soyadım da karanlıklı bir şeydi zaten, dur bakayım Karan'mış. Ekim Karan, tüm mafyaların tuhaf rüyası. Ehehehehe korkulu rüya olacak halim yoktu ya. Ben yani ben. Gülerdim ki.
***
"Nabi abi başınızdaki adam nasıl öldü ?"
"Silahla."
"Yakınları ?"
"Silahlı saldırıyla."
"E o zaman beni silahtan korumayacaksa neden yakın dövüş çalışıyorum ?"
"Dövmek için."
"E siz varsınız ya, söylerim döversiniz."
"Bizimle olmaz, sen korkutacak, sen dövecek, sen haraç alacaksın. Düşmanlarına korku salacak, dostlarına güven vereceksin."
"Sonra düşmanlarım beni kurşunlayacak."
"Bunun yanında istediğin okulda okuyabilir, istediğin her şeyi satın alabilir, bazı zamanlarda istediğin her yere gidebilirsin. Uygun kiloda istediğini yeyip içebilirsin bile."
"Yine de bu hayatıma değmez." Dedim. Her an korkuyla yaşayacaktım.
"Ehehe." Diye güldü Kel.
"Komik mi ?" Dedim baygın bakışlar atarak.
"Biz boşuna mı koruma oluyoruz ?" Dedi.
***