kim bilebilirdiki canından çok sevdigin insan'ın senin canini yakması,yanlış yapmasi sonrada hiç birşey olmamış gibi davranması...Taaki sana aşık olasaya kadar.Hayat çok acımasız değil mi sevdiğini bi seversin diğer erkelere kör olursun birtek sevdiceğin olur,ama senin canindan sevdiğin kişi bi bakmışsın seni bedeninden değilde ruhundan yaralamış hemde en derinden yaralamış olur.Ve ruhunda hiç kapatılamayacak bir yara oluşması...Ondan başkası saramaz yaranı.En acısıda bu ya seni kullanir sana aci çektirir ama sen yine susarsın ve gün sıra sana gelir o yaptıklarından pişmanken senden yalvarırken sen ona uzuntu,nefret,sevgi,acı,pişmanlık,sinir ile bakarsın.bide yetmezmiş gibi seni senden daha çok taniyan dostlarından ihanete uğrarsın ayrica o çok canından çok sevdiğin kişi ile birlikte yapmişlarsa bunu Anne acisindan sonraki en kötü acı dır.Intihar ettirebilecek bir acıdır Aslinda çok birsey istemedin ki sadece sevdigin kisi tarafindan sevilmek,mutlu olmak istedin çok mu şey istedin?
Sen 'canımın içi'diye sevdiğin kişi için canina vermeye razıydın ölumden korkmuyordun en büyük acı olum sanarken aslinda sevdiklerin tarafından yaralanmakmış bir de annen de en zor aninda gitti ise işte o acı bambaşka...anlatılamaz...peki soruyorum size siz hiç 'keşke hiç doğmasaydım' dedinizmi peki ya intihar etmeyi...tamam bunları geçtim ama en zor aninizda annenizin sizi birakip gitmesi...işte,işte herşeyin üstüne bir de bu acı geldi ve artık dayanamadı kendini uçurumdan asagi bıraktı ve kollarını açtı sanki özgür kuş misali .