Ali Çağan, usulca yaklaşırken kısmış gözleri ve dudaklarındaki sinsi tebessümle baştan aşağı beni süzdü. Eli çeneme değdiği an nedenini bilmediğim bir ürperti sardı bedenimi. Rüzgardan uçuşan saçlarım görüşümü biraz kapatırken, eğilip kısık bir sesle fısıldadı. "Seni altın bir kafese koyacağım. Benim tutsak, küçük Serçe'm olacaksın. Zenginliğin içinde; ama özgürlüğün benim elimde. "