Sayım memurluğu için yaptığım başvuru kabul edilmişti. Görevlilere üç-beş kuruş para verilirdi; ne kadardı unuttum. Sabahın kör vaktinde Kanlıcaya gitmiştim. Oradakileri sayacaktım. İkindi vakti akşam bir köşkün kapısını çaldım. Yaşlı, beli bükülmüş bir kadın açtı. 'Merhaba teyzeciğim, ben sayım memuruyum' dedim.O da beni içeriye davet etti:'Buyur evladım,hoş geldin.'Salona geçtim...
''Salon antika eşyalarla döşenmişti.Sağda solda bir takım fotoğraflar asılıydı.Eski tarz bir büfenin üzerinde çerçevelenmiş bir kız fotoğrafı gözüme çarptı:Olağanüstü güzellikteydi.Gülümsüyordu.Hayat dolu,iri parlak gözler,kıpkırmızı dudaklar,pürüzsüz bir ten...zarif,şahane bir kızdı.Teyze gelip yanıma oturdu.Benim aklım kızda.Bir fotoğrafa,bir salon kapısına bakıyorum.Birazdan kız içeri girecek,bana adını,adresini,yaşını söyleyecek,ben de tek tek yazacağım...Fakat gelen giden olmadı.Teyzenin kaydını tuttum.Kulağım kirişte.Yan odalardan bir ses gelir diye bekliyorum;boşuna.Dedim ki'teyze,evde başka kimse yok mu?Çocuklarınız,torunlarınız filan?'Tebessüm etti:'Maalesef yavrucuğum,ben yalnızım.'Evden ayrılırken resimdeki kıza defalarca baktım.Yüzünü zihnime nakşettim.Onu her neredeyse bulmaya kararlıydım.
''Günlerce köşkün etrafında dolaştım.Civardaki banklarda oturuyordum.Yol boyunca bir o tarafa,bir bu tarafa yürüyordum.Gözüm köşkün pencerelerinde,kapısında.Olur ya kız büyükannesini ziyarete gelir,yüzünü görürüm diye umutlanıyorum.İnsanlar benden kuşkulanmaya başaldılar.Hiçbir şey umurumda değil.Hırsız gibi köşkün dış cephesindeki tahtaları sayıyorum.Derken bir gün:
'Köşkün elli-yüz metre ilerisinde bir fotoğrafçı vardı.Onun önünden geçiyordum.Bir de ne göreyim,konaktaki fotoğraf vitrinde!'
'Fakat aynı fotoğrafın bir de eski mi eski,siyah beyaz ve küçücük bir kopyası var!İkisini yan yana koymuş
"Şirketimize en yeni katılan sizsiniz. Elbette bir asistanınız olacak," dedi. "Patron bir saat içinde sizi bekliyor olacak. Ofisinize yerleşmek için biraz daha vaktiniz var. Birlikte öğle yemeği yemeye ne dersiniz?"
Bakışlarım hâlâ pencereden görünen manzaraya odaklanmışken, "Elbette, birlikte öğle yemeğine çıkmayı çok isterim. İyi anlaşacağımızı düşünüyorum. Patronla tanışmak için nereye gitmem gerekiyor?"
"Adams Bey'in ofisi en üst katta, o kattaki tek ofis. İşimin başına dönmeliyim. İzninizle," diyerek beni yeni ofisimde bıraktı.